CEM KARACA VE OBUR DÜNYA…

CEM KARACA VE OBUR DÜNYA…

Anorağının yakalarının iyice kalkık oluşu sadece atıştıran yağmurdan değildi… Tekrar iade edilen itibarına ve vatandaşlık hakkına rağmen bir zamanlar kucaklaşarak bütünleştiği, çok sevdiği halkından alacağı reaksiyon bilmecesinin yüreğinde yarattığı heyecandandı… Çünkü daha yurda döneli yalnızca 24 saat olmuştu… Ve nereden bakarsanız, bir kuşaklık bir açığı vardı !…


O zamanlar “Etap Marmara” adıyla anılan günümüzün “The Marmara” otelinin birinci katındaki kafede çaylarımızı yudumlarken bana çektiği vatan hasreti kadar yanlış anlaşılmanın verdiği huzursuzluğu ifade ederken gözlerinden yanaklarına süzülen yaşlarını daha dünmüş gibi hatırlıyorum…


Türkiye’deki son iki konserini organize etmek, çoğu zaman olduğu gibi bana nasip olmuştu… Ancak ilkini Ersen-Dadaşlar, ikincisini Selda Bağcan ile paylaştığı konserleri müzikal kişiliğinin önüne astığı bir sol lider imajıyla, Fidel Castro giysisiyle, sol yumruğu havada vermiş, salonu tıka basa dolduran parkalı “Devrimci Gençlik” ile bol bol slogan atmıştı…


Ancak sol lider olmanın faturasını sadece yasalara değil kendi bünyesinde bile pahalı ödemek zorunda kalacaktı… Zira sol kendi içerisinde tam 52 fraksiyona bölünmüş, kendi aralarında bırakın itiş kakışı, cinayetler bile işler olmuşlardı…


Yıllar onu gittikçe yumuşattı… Hatta inanılmaz derecede çağa ve değişim rüzgarlarına ayak uydurabilecek olgunluğa eriştirdi… “Döneklik” suçlamalarına ve yakıştırmalarına aldırmadan doğru olanı yaptı ve ılımlı sağ kesimle de kucaklaştı… Bir bilirkişi ve baba olarak etrafına aydınlık saçtı, eğitmenlik yaptı !…


Hiç unutmam, 1992 senesinde o zamanların popüler kanallarından olan HBB televizyonu için kendi arşivime Cem’inkisini de ekleyerek, “CEM KARACA Belgeseli” hazırlamış ve yönetmenliğini yapmıştım… Onun belki de en güzel yorumladığı “Bu Biçim” adlı parçasına da Ataköy Marina’da çektiğim klipten büyük haz duymuştum…


Klipi çekeceğimiz akşam çok dertliydi… Kendisini çekime hazır ve konsantre görmediğim için oradaki barlardan birine davet ettim… Set,çekim ve ışık ekipleri hazırlanana kadar dertleştik… Bu arada bir şişe viskinin de çoktan dibi görünmüştü… Kafayı iyice bulmuştu… Yerinden kalkarken yardımcı oldum, bana kızdı… Kendi haline bıraktım… Sendeleye sendeleye, yalpalayarak çekimin yapılacağı mendireğe yürürken, çekimin akıbeti hakkında kara kara düşünmeye başlamıştım…

Çekim saatlerce sürdü… Cem olağanüstü bir performans gösterdi… Parçada sözler iddialı ve “ex” bir aşkın itiraflarıydı… “Hiç bir kadın bir erkeği… hiç bir erkek bir kadını… bu biçim sevmedi !…” diyordu !…


Asil ağaçlar ayakta ölür… Boynunu kimseye eğmedi… Milliyetçi bir entellektüel, gerçek bir pop ve halk starıydı …


Ne parçalardı onlar ?… “Dadaloğlu”, “Emrah”, “Resimdeki Gözyaşları”, “Obur Dünya”, “Bu son olsun” , “Namus Belası”, “Tamirci çırağı”… “Beni siz delirttiniz” , “İhtarname”, “Parka” , “1 mayıs” , “Ceviz ağacı” , “Beni bekleme kaptan” , “Islak ıslak” , “Bu biçim” …


“Obur Dünya” onu da yedi bitirdi… Sesi hala kulaklarımda çınlıyor… “….yediğine doymadın mı obur dünya ?…”


Siteminde haklıydı !… Bu bu obur dünya kimleri yutmamıştı ki ?…
Bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmamıştı !… Hepimizin gideceği yer mutlaka “orası”… Ama erken terkler insanı çok üzüyor !…


Nur içinde yat aziz ve kadim dostum !… Biz “Gençler ve de her zaman genç kalanlar” seni yüreğimizde daima taşıyacak ve yaşatacağız…

İşte unutulmaz parçalarından birkaçı….

https://www.youtube.com/watch?v=tkgBmN_X1vc

https://www.youtube.com/watch?v=AjLaDrV7LEI

https://www.youtube.com/watch?v=6u-zkrii81I

https://www.youtube.com/watch?v=Njwjq-0lEGA

https://www.youtube.com/watch?v=f-yFw2qxnpM

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s