Kent A. Kiehl’in “Psikopatlar Arasında” (Vicdansızlar Üzerine Bilimsel Bir Araştırma) kitabı, öğretici bir kitap.
Psikopatları televizyon haberlerinden, gazetelerin üçüncü sayfalarındaki ürkütücü manşetlerden,“Kuzuların Sessizliği” filminde Anthony Hopkins’in başarıyla canlandırdığı “Hannibal Lecter” karakterinden ve “Dexter” isimli dizideki Dexter Morgan‘dan biliyoruz…
Peki ya aramızdaki psikopatları tanıyabiliyor muyuz ?… Birlikte olduğunuz arkadaşınızın, dostunuzun, patronunuzun veya bağlı olduğunuz resmi/özel kurumun yöneticilerinin hatta eğitmenlerinin bir gün psikopatik davranışları olduğunu fark ederseniz, ne yaparsınız ?…
Dr. Kent Kiehl‘in işaret ettiği gibi psikopatlar patolojik yalancılık, empati kuramama, suç işleme ve bundan asla pişmanlık duymama, kendilerini aşırı önemseme, insanları kullanma ve davranışlarının sorumluluğunu üstlenmeme gibi özelliklere sahipler…
Psikopatlar neden böyle davranıyorlar ?… Onları yetiştikleri çevre mi psikopat yapıyor, yoksa bu değişimvicdansızlıklarının kökeni genetik bir unsura mı dayanıyor ?…
Ünlü psikopati araştırmacısı Dr. Robert D. Hare‘in öğrencisi olan Kiehl, yirmi yıl önce mesleğine başladığından bu yana bu sorunun yanıtını bulmaya çalıştı, durdu…
Psikopatlar Arasında, Kiehl‘in psikopatlar üzerindeki çalışmalarını ve psikopatinin ilk sinyallerini içeren düşünce tarzları hakkındaki incelemelerini ayrıntılı olarak anlatan, okuru psikopatların beyinlerindeki karanlık uçurumlara götüren bir kitap sözünü ettiğim…
Tanınmış bir sinirbilim uzmanı olan Dr. Kiehl, bizlere, psikopatların beyinlerinde yaptığı kişisel bir gezinin büyüleyici öyküsünü anlatıyor kitabında…
Yazar Amerikan hapishanelerini gezip yüzlerce, binlerce psikopat’ın beyin taramasını yapmış, sonuçları da doktora tezi olarak yayınlamış… İşte bu kitabında bu psikopatlarla yüz yüze görüşmelerinin hikayeleriyle destekleyerek bir çok şey anlatıyor…
“Psikopatlık”ı çok ciddi hastalıktan öte bir “ahlak canavarlığı’” olarak nitelendiren Dr. Kiehl,
Psikopatların kötülük yaptıklarının farkında olduklarını ve kötülük yapmaktan zevk aldıklarını, aslasorumluluk üstlenmediklerini, yaptıkları kötülüklerin feci hüsran sonuçlarından asla utanmadıklarını, duygusal değerlendirme eksikliklerinin had safhada olduğunu, beyinlerinin farklı çalıştığını, duygusuzolduklarını ve etrafa boş bakışlarla baktıklarını, empati kuramadıklarını, çocuklarıyla aileleriyle duygusal bağlantılarının çok eksik ya da hiç olmadığını vurgulamakta bu kitabında…
Kitabı bir solukta okur okumaz, çevremizdeki benzer adaylar geliverdi gözlerimin önüne… Yaşamımızı biçimlendiren ve renklendiren, heyecan verici bazı şeylerin nasıl ele geçirilip, etrafa bir sanal algı operasyonu uygulayıp, insanların hipnoz etkisinde nasıl kandırıldığını düşündüm ?
Konuşulan iddialar, ortaya konan belgeler ve şaibelere dönük cevaplama konusunda ne denli ketum olduklarını gördüm ?…
Ve düşündüm; Bu suskunlukları, ortaya çıkan aykırılıklar karşısında bir kabulleniş duruşu mu, yoksa bir psikopatlığın ta kendisi mi diye ?…
Sorumluluk taşıyan, kitleleri temsil edenler normalde bu kadar yanılabilir, yanlış yapabilir mi ?… İçlerinde yanlışları vicdanen kabul edip, pişmanlık duyarak, öne birkaç adım çıkıp, özür dileyen biri nasıl çıkmaz ?…Her birinin suskun, bunca zamandır hakkında söylenenleri yazılanlar olmamış gibi hala orada burada pişkince dolaşmalarına hayret etmemek mümkün değil ?…
“Psikopatlar Arasında” başlıklı kitabı okuduktan sonra beynimin kıvrımlarında yol alan hassas ama bir o kadar da düşündürücü sorularla baş başa kaldım…
Amerikan hapishanelerini pas geçip, güzel ülkeme kesin dönüş yaptım…
Beter örneklerle karşılaştım…
Ne dersiniz, Kent A. Kiehl’den yola çıkıp, benzer bir kitabın benzerini etrafımda elini kolunu sallayarak dolaşan bu psikopat zanlıları için yazsam mı acaba ?…