Önce ekmekler bozuldu, arkasından karakterler ve bizi insan yapan erdemler !… Bu çarpık erozyon beraberinde dilimizin kıvamını berbat bir çapul ortama sürükledi… Dünyanın en zengin dillerinin başında gelen “Türkçe”miz bundan nasıbini fazlasıyla aldı !… Bakıyorum da bugün, editörlerin düzeltmesinden geçmiş köşe yazılarında bile “Türkçe”mize ihanetler var !… TV spikerlerinin çoğu berbat “Türkçe”leriyle boy göstermekteler !… Hele o maç spikerleri yok mu ?… Onların hepsinin dillerini eşek arılarına teslim etmek geliyor içimden !…
Her yerde mantar gibi biten…şımarık, “Türkçe”si kıt, argosu bol, saygısız ve seviyesiz yayın yapan bir sürü radyo ve televizyon !… Sunucular sanki mahalledeki veya kahvedeki akranlarıyla görüşüyorlar!.. Berbat bir Türkçe… rezil bir şive… sohbet ve hitap fakirliği…
İşte o, bana ve benim gibilere konuşmayı, yazmayı, dahası şiir dinlemeyi ve de yazmayı sevdiren kişiydi !… Ender verdiğim tüm şiir resitallerimin “Onur Konuğu”ydu… Kendine has üslubu, tertemiz “Türkçe”si, emsalsiz ses tonuyla resitallerimi renklendirir, iltifatlarıyla bana güç verir, onurlandırırken, bozuk ve yanlış “Türkçe” kullananları tonton ifade zenginliği ve de haklı bilgiçliğiyle yerden yere vurur, sahneden aşağı inmeden, mikrofonu bırakmadan da “İşte EPİRDEN… Alkışlayınız hep birden !…” der, beni utandırırdı !…
https://www.youtube.com/watch?v=eD5AoN_2cbI
İşte gene böyle bir unutulmaz geceydi 18 mayıs 2007… Saint-Michel Lisesi’nin Tiyatro salonu kulisinde oturuyorduk !…
“Ne iyi ettin de geldin Nedret ağabey ?…” dedim !…
Bana, içini çekerek…
“Belli olmaz ?… Belki de bu son buluşmamızdır ?…” dedi !…
Boğazım düğümlendi… Dilim kilitlendi !…
“Birazdan sahneye çıkacağım, beni üzüyorsun !…” dedim !…
O hemen tecrübesi ve hazır cevaplılığını konuşturarak sırtımı sıvazladı !…
“Sevgi eken, sevgi biçer !…” dedi ve ekledi… “Benden yana zenginsin !…”
Barış Manço, Tarık Gürcan, Turhan Oğuzbaş, Ercüment Uçarı, Anuş Bakış (Sporcum), Kasım Yaman ve Mualla Yaman (Manevi kardeşim ve manevi annem), Lütfü Suyolcu (Kuşadası eski Belediye Başkanı), Mefaret Alişan (Halam), Fatih Ünsal (Çocukluk arkadaşım), Erol Büyükburç, Selmi Andak, Tuncel Kurtiz, Cengiz Göllü, Değer Eraybar gibi artık o da olamayacak resitallerimde… Hoş belli mi olur, bakalım bir kez daha resital verebilecek miyim ?… Bir kez daha aşkı, doğa ve hayvan sevgisini, ayrılığı, beklemeyi, hüznü, acıyı ve de ölüm gerçeğini bir kez daha sahneden vurgulayabilecek miyim ?… İçten alkışlarınızı alabilecek miyim !…
Ancak şimdi, geliniz “Hep Birden” o büyük insanı alkışlayalım !…
Belleklerimize “Türkçe” eker !…
Alkışlayalım, NEDRET SELÇUKER !…