https://www.youtube.com/watch?v=JaKTizSCR5A
https://www.youtube.com/watch?v=2cGANgDZPj8
https://www.youtube.com/watch?v=pnv79vuL_GY
Hayatımın onunla kesiştiği 2 an vardır !… İlki 1970 senesine rastlar…
1970 baharında “Halk Ozanları Bayramı” için gittiğim Van’ın Adilcevaz ilçesindeki mahalle kahvesinde aşıklar atışırken onunla tanışmıştım !…
Söz verdiğim için davet edildiğim köyüne de, 1971 sonbaharında, bir konser sonrası uğradım !…
Hiç unutmam yağmurlu bir gündü… Geleceğimi bildiği için beni Muhtar emmiyle karşılattı !… Beraber köy ekmeği yedik, bana herkese nasip olmamış, mini bir konser verme alçak gönüllüğünde bulundu !… Giderken de, (Bunun bir vedalaşma da olduğunu sonra anlayacaktım !…) bana serzenişte bulundu !…
“-Bir batı müziği tutturmuşunuz, gidiyorsunuz… Birazcık da özünüze, halk müziğimize yönelin, halk ozanlarının menajerliğini yapın !…” dedi !… Paylama niteliğini taşıyan bu içten sözleri hala kulaklarımda yankılanmaktadır !…
Halk şiir geleneği deyince, içinde kucakladığı ozanların birbirlerine çok yakın olduğu düşünülebilir !… Ancak Aşık Veysel, her ne kadar bu geleneğin içerisinde yer alıyorsa da, kendisinden önce ve sonraki çağdaş ozanlardan ayrılmıştır !…
Veysel’in şiirinin, felsefesinin ve müziğinin anahtarları, kendi geçmişinde, doğup, büyüdüğü yörenin koşullarında ve bu koşulların bıraktığı derin izlerinde ve ilişkilerinde gizlidir !…
1894 yılında, Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya gelen, 1901 yılında, daha önce iki kız kardeşinin ölümüne neden olan çiçek salgını yüzünden gözlerinden birini, daha sonra bir kaza sonrası diğerini yitiren Aşık Veysel, “Seferberlik” yılları askere gidemeyişinin derin izlerini, babasının ona aldığı sazla gidermeye ve büyük halk ozanlarının şiirlerini derleyerek atmaya çalıştı !…
Önce anne ve babasını, daha sonra iki çocuğunu kaybetmesi, karısının da kendisini terk etmesiyle iyice içine kapanan Aşık Veysel’i kamuoyunun tanıması, Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşlarının düzenlediği 5 aralık 1931’de başlayan “Halk Şairleri Bayramı”yla gerçekleşti !…
1933 yılı itibarıyla adı ve ünü yayılmaya başlayan Aşık Veysel, Köy Enstitüleri’nin kurulmasıyla birlikte, Ahmet Kutsi Tecer’in desteğiyle bu enstitülerde saz öğretmenliği yaptı !…
1965 yılında ise Ana dilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü, Devlet tarafından 500 lira aylık bağlandı !…
1973 yılının 21 martında dünyaya veda etti !…
Bugüne kadar eserleri birçok şarkıcı tarafından, değişik yorumlarla icra edildi !… Kendi yaptığı kayıtlar, çeşitli müzik firmaları tarafından farklı derlemeler halinde piyasaya sürüldü !… Ancak kimse onun kendisine has, özel bir teknikle çaldığı sazı eşliğinde dert ve kahır yüklü sesine ve yorumuna yaklaşamadı !…
……………..
Uzun ince bir yoldayım…
Gidiyorum gündüz gece…
Bilmiyorum ne haldayım…
Gidiyorum gündüz gece…
……………….
Benim yarim…
Kara topraktır…
…………………
Dostlar beni hatırlasın !…
…………..
Güzelliğin on para etmez…
Şu bendeki aşk olmasa !…