Müzik yaşantısına 1961’de kurduğu Erkin Koray-Ritimcileri grubu ile başlamış, ilk çıkışını da 1966 yılında “Kızları da alın askere” parçası ile yapmıştı !…
Ülkemizin gelmiş geçmiş en iyi elektro gitaristi ve rock’un babası olarak pop müziğimize yeni bir soluk getiren Erkin Koray, “Aşk oyunu”, “Kendim ettim kendim buldum”, “Sana bir şeyler olmuş”, “Meçhul”, “Fesupanallah”, “Çöpçü” parçalarıyla zirveye çıkmış, konserlerinde kendi parçalarının yanı sıra dünya devlerinin de parçalarını yorumlayarak büyük sükse yapmıştı !…
Erkin baba şimdilerde olgun yaşının keyfini sürmekte ve hala elinde gitarı, zaman zaman modern çağa uyarak klavyesiyle dimdik ayakta, branşında 1 numara olmaya devam ediyor !… Yani anlayacağınız, “Baba”lığı çoktan hak etmiş durumda…
İsmi ölümsüzlüğü, elektro gitarı da müzelik olmayı hak ettiği gibi !…
Şimdi gelin, bundan tam 43 sene öncesine bir nostaljik yolculuk yapalım ?… 1973’ün sonbaharına… Eminim pişman olmayacaksınız !…
3,5 metre yüksekliğindeki dev poster/maket Beyoğlu’ndan gelip geçen herkesin dikkatini ve ilgisini çekiyordu … Fitaş Sineması pasajının girişinde bu dev adam, uzun saçlarıyla, elindeki elektro gitarı kendinden geçmiş çalıyordu… Üzerinde de kocaman çapraz bir şerit dev posteri tamamlıyordu… “ERKİN KORAY – HARD ROCK KONSERİ” …
Bu, 1973 senesinin, Fitaş sinemasında yapılan en flaş ve iddialı konseriydi…
Konserin başlama saati 16.30 olmasına rağmen daha öğle saatlerinde fanatik rock’çılar pasajı doldurmaya başlamışlar, Erkin’in arkadaşlarıyla yaptığı ses provasından pasaja taşan müziği merdivenlere oturmuş dinliyorlardı…
Sinemanın 1350 kişilik kapasitesine karşın o ana kadar yalnızca 650-700 bilet satılmıştı… 10 TL. öyle her gencin rahatlıkla verebileceği bir ücret değildi… Ama yapabilecek pek bir şey yoktu, ve konser ancak 10 TL koltuk, 7,5 TL balkon tarifesiyle bile ancak 1000 kişide kendisini amorti ediyor, üzeri ise bize kar kalabiliyordu !…
Tabii 1970’lerde… O zamanlar !…
Dışarıda biriken, bilet almaya güçleri yetmeyen gençlere bir kıyak daha yapıldı ve balkon fiyatı 5 TL’sına kadar indirildi !… Böylelikle içerideki genç sayısı son dakika kuyruğuyla birlikte 1000 kişiye yaklaşmış oldu…
Kuliste büyük heyecan vardı !… Erkin yerinde duramıyordu !… Belki de hayatının en önemli konserine çıkıyordu ?… Üstelik yepyeni bir rock türünü de tanıtıp, sevdirmeye çalışacaktı… Sırtını sıvazladım !… İçeride onu sabırsızlıkla bekleyen, zıpkın gibi fanatik 1000 gencin olduğunu söyledim ve “Çıldırt onları !…” dedim… Gözü uzaklara dalmıştı… Bir taraftan beni dinlerken, diğer yandan konsantre olmaya çalışıyordu… Sadece başını salladı ve sahneye yürüdü !…
Davulda Nihat Örenel, bas gitarda Rauf Ülgün, ve… elektro gitarda… ERKİN KORAY !…..
Fırtına başlamıştı…
Zeki’nin (Seyrek) kusursuz ses düzeni, Zihni’nin (KEKLİK) muhteşem ışık düzeni konsere bir başka hava vermişti…
Konser fırtına gibiydi… Erkin coştu, coşturdu… kendinden geçti… gitarını konuştururken gençler koltuklar dahil, tırmanabildikleri en yüksek yerlerdeydiler !…
Konser sonrası Erkin ile hesap yaptığımızda, bizi son dakika piyangosu olarak çarpan (!) koltuk hasar bilançosuyla beraber elimizde bir şeyin kalmadığını anladık !…
Ama ikimiz için de önemli olan, böylesine mükemmel ve tarihi bir konsere birlikte imza atmış olmamızdı !… Ve fazlasıyla başarılı olmuştuk !…
Bir yıllık bir suskunluktan sonra “Bitti, bitiyor !…” denilen dev, tüm bu kasıtlı dedikoduları çürütmüş, “Ben hala buradayım !…” diyerek gücünü göstermişti…
Ve ben o kısa dönem menajeri olarak bundan anlatılması zor bir keyif ve gurur duyuyordum !… Ve de başarı her zaman paradan önemliydi !… Tabii 1970’lerde !… Bir zamanlar !..
Hala çözemediğim bir ilginç konuyu da devamlı hatırlar, gülümser, dururum !…
O 3,5 metrelik dev poster’i kim bulunduğu yerden kaldırmış, ve nereye götürmüştü ?… Tüm aramalarımız sonuç vermedi !… İstihbarat gücüm organizatörlüğüm kadar başarılı değildi !… Tabii 1970’lerde… Bir zamanlar !…