-Eee anlat bakalım sevgili Hasan !.. Orada neler oluyor ?..
-Valla sevgili Barış, bazı gençler devrettiğin bayrağı layikiyle taşımaya çalışıyorlar… Ancak her gün mantar biter gibi birileri ortalık yerlere çıkıyor, sağ olsun bazı basın ve medya kuruluşları da bunlara çanak tutuyor !… Dahası güncel olmakla şöhret olmak, şöhret olmakla sanatçı olmak iyice birbirlerine bulaştırılmaya çalışılıyor…
-Yaaa !.. Vah vah !.. Hey gidi hey !… Yani…”HEY” dergisini
kastediyorum… Kim bilir ne aranıyordur ?.. Tabii bizim kuşak
tarafından…
BU ARA BÖLÜM SANSÜRLÜ… ÖZÜR DİLERİM ÇOK ÖZEL…
–Öyle deme Barış, Savaş ağabeyinin, Muhittin babanın, benim ve Melih’in yüreklerini ayrı koy !…Acımız ve sana hasretimiz git gide katlanıyor !… -Peki ya Kurtalan Ekspres ne yapıyor ?..
-Valla senden sonrası epey bocaladılar…Kolay değildi tabii senden sonra sensiz sefere çıkması… Bir ara bir kaç solo konser verdiler… Sonra kadim dostun Cem ile bir araya geldiler… Nefis de bir konser verdiler… Senin şarkılarını da söylediler… –Ya öyleymiş !… Cem söyledi !… -Biliyor musun hala hepsi dillerde… Baba Cem’in
büyüklüğü ile Kurtalan Ekspres’in tartışılmaz klasları ortaya müthiş ve muhteşem bir performans çıkarttı… Gençler darılmasınlar ama ne varsa bizim kuşakta var be Barış !.. inan bana…
-Peki ya şimdi ne yapıyorlar ?…
-Sorma !… Bir ara Sinan Çetin’in duygu sömürüsü yapıp paraları cukka ettiği programına, fonda düğün orkestrası gibi katıldılar… Program müziği çaldılar…
-Yapma yahuuu ?…
-Ama hatalarını erken anlamış olacaklar ki işi bıraktılar !…
-Demek Kurtalan Ekspres mirasımdan yararlanamadı ha ?…
-Maalesef Barış !…
-Peki ya onlar ?… Gençler?.. Tarkan, Kenan, Mustafa, Serdar ve diğerleri ?..
-Onları bana sorma !.. Yanlarına gidip, bırak konuşmayı, yüzlerce korumadan, onlarca “body guard”dan yakınlarına yaklaşmak bile zor…Eeee…bu yaştan sonra tartaklanmak ve goril dayağı yemek hoş bir şey değil !..
-Allah allah !.. Peki bunca önlem niye ?.. Halk konseri mi veriyorlar, yoksa halkla savaşmaya mı gidiyorlar ?.. Biz biliyorsun, kablolu mikrofonla tek başımıza binlerce kişinin arasına girer, şarkılarımızı onların coşkusuyla beraber söylerdik !.. Tek başımıza salı pazarından alışveriş yapardık… Bir kere de başımıza en ufak bir şey gelmedi !..
-Bilmem mi hiç Barış !.. Arada sırada sana Melih’le refakat etmek isterdik de bize takılır, “body guard’a gereksinim yok” derdin…
-Peki ya “Politika” ne durumda ?…
-Onu hiç sorma ! Recep Tayyip Başbakan oldu… Kurduğu Ak Parti ise tek başına iktidar !…
-Şaka ediyorsun ?…
-Bunun şakası olmaz !… Kaza geliyorum demez derlerdi… nitekim aniden geldi !…
-Ya adaşım “Barış” ?…
-Sen de bu gece amma zor sorular soruyorsun be Barış ?…
-Sakın o da senin gibi yaşamıyor deme ?…
-İzin verirsen diyeceğim !… Amerika Irak’ı sudan sebeplerle istila etti… Ne yazık ki Hükümet de bu istilaya çanak tuttu !…
-Yazıklar olsun onlara !…
-Peki Barış… Sen ne alemdesin ?.. Orada neler yapıyorsun ?..
-Sizlerden zamansız ayrıldığım için çok üzgünüm… Ama beni merak
etmeyin…
-Ediyoruz !..
-Öncelikle burada enfes bir grup kurduk… Konserler veriyoruz… Piyanoda Şerif Yüzbaşıoğlu ve Ergun Özer var…Klavyelerde de Onno Tunç… Gitarda Yurdaer Doğulu ve Fikret Kızılok, davulda Erol Pekcan, yaylılarda Esin Engin var… Grubun solistleri ise ben, Cem Karaca, Tanju Okan ve Ertan Anapa… Menajerliğimizi Muammer Yeşil yapıyor… Fecri Ebcioğlu, Yaşar Güvenir, Dario Moreno da hep
yanımızda… Geçen konserimizde Münir Nurettin Selçuk hoca, Sanat Güneşimiz Zeki Müren ve Yıldırım Gürses hoca misafirlerimizdi… Onurlandık…
-Demek hala müzikle iç içesiniz ?.. Ne güzel !.. Peki ya boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz ?..
-Futbol maçlarına gidiyoruz…
-Futbol maçı ?… Orada ?…
-Tabii ya !… Esas kaliteli maçlar burada oynanıyor… Maçları Hakkı Gürüz ile Necdet Türkantoz yönetiyor… Ne bir itiraz… ne bir küfür !..
Zaten maçlara çıkarken yanlarına kart alma gereği bile duymuyorlar…
-Anlaşılan buradan kulakların çok çınlayacak !..
-Cihat kalede hala panter… Aslan Nihat’ı top geçiyor, adam geçemiyor…
Baba Gündüz ile Şükrü enişte zarif paslarıyla forvetleri besliyorlar… Babanı, bombacı Münevver’i göreceksin… Santrayı geçip, kaleyi görünce füze gibi çakıyor… B.Fikret önüne gelenin belini kırıyor… Taçsız kral Metin Oktay ise voleleriyle ve kafa şutlarıyla burada da kalecilerin
korkulu rüyası… Maçları Eşref Şefik sunuyor… Altan Erbulak ise bizlerin moral kaynağı !… Fıkralarla bizleri kırıp, geçiriyor !…
-Valla Barış !.. Allah geçinden versin ama imrendirdin… Hepinizi, anamı, babamı o kadar çok özledim ki !..
-Ağzından yel alsın yahu !.. Senden daha iyi menajer mi bulacağız ?… Ama senin daha orada vereceğin de alacağın da çok şey var !..
-Sana şunu itiraf edeyim ki Barış !… Senden sonra müziğe küstüm… Arada bir İlhan İrem’le, Edip Akbayram’la, Erol Büyükburç’la, Salim Dündar’la, Metin Ersoy ile görüşüyoruz… Bazen şeytan diyor ki tekrar başla solo konser ve turne organizasyonlarına !..
-Ne duruyorsun Hocam ?.. Bak bu konuda şeytana uyabilirsin…
-Uydum uydum !… Muhteşem bir caz grubu kurduk !… İsmi MECAZİ… Türk halk ve sanat müziğini caz uyarlıyor… Başlarında bizim Yusuf Eker var !… zaten kendi çalışması !… Menajerliği üstlendim…
– Ya Plaj Voleybolu ?…
-Plaj voleybolu !… Ona çok zaman veriyorum… İyi şeyler yapıyoruz… Eeee… Sevda işte !.. Ama kara sevda !.. -Bu voleybol yüzünden beni az ihmal etmedin ?… Bari karşılığını alabiliyor musun ?…
-Büyümemizi, hizmet etmemizi istemeyenler, hatta rahatsız olanlar var… Farkına varamamışız… Rant ve çıkarlar büyümüş… Hastalık müzminleşmiş, sağlam zannettiklerimize de bulaşmış… Hani ellerinde imkan olsa ve güçleri yetse !..
-Yani desene orada bile hala menfaat çatışmaları devam ediyor… İnsanlar birbirlerini kırıyorlar… Hatta küfürleşip, belki de birbirlerine el bile kaldırıyorlardır…
-Evet !.. Aynen öyle…
-Onlara Barış kullarının bir çift sözü var !.. Dünyanın ve yaşamın kıymetini bilsinler !.. Buraya gelirlerken alınları pak olarak ve cemaatin sevgisi, övgüsü ve helalleriyle gelsinler… Yaşamlarını daima sevgi, dürüstlük, paylaşma ve hoşgörü üzerine kursunlar !.. Yarın, nerede ve ne şekilde olacaklarını bilen yalnızca Yaradan !.. Ama sen gönlünü rahat ve ferah tut menajer !… Doğru yoldasın…Devam et !.. Ve…Bir şeyi sakın asla unutma !..
-Neyi Barış ?..
-Her koyun kendi bacağından asılır… ve…
-Ve ?..
-Bu yaşadığımız dünya Sultan Süleyman’a kalmadı !..
-Doğru..
-Şimdilik vakit bu kadar !.. Herkese selamlar !.. Beni seven herkese !..
-Merak etme !… İzin verirsen hazırlamakta olduğum kitapta tüm bunları yazacağım !.. Sahi, nereye böyle ?..
-Grupla provamız var !.. Bugün Ertan Anapa’nın bir parçasını seslendireceğiz …
-Hangisi ?..
-“Benim bütün dualarım seninle !..”
-Benim de seninle ve oradaki tüm sevdiklerimle… Herkese selam !…
*Bu röportaj gerçektir ve bir ruh çağırma seansında 2004 sonbaharında aynen yaşanmıştır…