Bir başkadır sonbaharda duygularım…
Birden bir hüzün çöker benliğime…
Yalnızlığımla yürürüm en ıssız karanlıklarda…
Sanki bitmiş aşkları anlatır parklar…
Sararmış yapraklar inler ayaklarınız altında…
Birkaç sözcük arar durursunuz…
Fakat karamsarlık rüzgarları onları da benliğinizden uçurur…
Elleriniz ayaza çoktan teslim olmuştur, ceplerinize sığınır…
Bir sessizlik hakimdir…
Nice aşkların yaşandığı çöpçatan kanepeler yapayalnızdırlar…
Tabiat ile birlikte aşklar da sanki sararıp kopmuşlardır, olmaları gereken kuytu dallardan…
Aşina meyhaneler kapılarını sizler için açmıştır…
Artık işe yaramaz güzellikleri unutmak zamanıdır…
Bir şarap şişesi, fon dip yapılmış bir rakı bardağındadır paylaştığınız dostlar…
Tahta masanızda karalanmış onca isme bakar, tebessüm edersiniz… Benliğinizi bir sıcaklık kaplar ama siz gene de bir sıcak el ararsınız ?..
Kadehler yaşatıp, anılar bahçesine diktiğiniz aşk fidanlarınız için kalkar…
Dedim ya hüzünlüdür Sonbahar…
Tükenmiş aşklar döndürür başınızı…
Unutmak istersiniz ama en çok da tekrar yaşamak….
Rüyalarınıza taşımak tüm hayallerinizi…
Bir uyku kısalığında bile olsa onu tekrar görmek, koklamak, sarılıp, öpmek…
Sevişmek delicesine…
Tüm tabulara inat, haykırmak sessizlikleri yırtarcasına…
O en içten ve masum sözcüklerle…
“Seni Seviyorum !…”
“Seni sev…”
“Seni…”
“Se…”
……..
Günaydın ?…
Merhaba yeni gün ?…
Biraz daha oyalanamaz mıydın ?…