SERPME 39 / Hasan Uğur Epirden

 

 

VEFA TEŞEKKÜRÜ

Hayatım boyunca kimseyi küçümsemedim; ancak bazıları küçük kalmakta ısrar etti…

Kimseye yalancıktan yaklaşmadım, gülümsemedim, sevmedim, dostluk kurmadım; bazıları sanal maskeleri altında sakladıkları aykırı karakterleriyle duygularımı hak etmediler…

Kimseye kötülük salgılamadım, kin tutmadım; bazıları ardımdan fesat, nifak tohumları ekmeye kalktılar…

Tüm bu insanlıktan, doğruluktan nasibini alamamış kötü yürekli insancıklara rağmen bugünlere sevgilerle dolu yüreğimle geldim…

Yüce rabbim ne kadar müsaade eder bilemem ama, sağlık ve ömür verdiği sürece de kalan yıllarımı aynı çizgimde sürdürmeye gayret edeceğim…

63 yaşımı geride bıraktığım, yurdumun tüm bölelerinin beyazlara büründüğü 7 ocakta bana telefonla, nazik mesajlarıyla sevgi sözcükleri, içten temennileriyle ulaşan binlerce gerçek dostum gönlümü okşadı…

Bir kez daha bana kalabalıklar içinde yalnız olmadığımı hatırlatan tüm seven, sayanlarıma teşekkür ediyor, en içten şükranlarımı sunuyorum…

MÜLTECİLERDEN İSTİFADE ETMEK…

Memleketimiz Cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı günlerini, en büyük kaosunu ve krizini yaşamakta…

Bize ait olmayan, tuzaklarla dolu yabancı topraklarda sudan yarattığımız sebeplerle savaş veriyoruz… Terör artık tüm yurdumuza yayılmış, tüm masallarla aldatmaca, günü kurtarma çabalarına karşın önlenemez duruma elmiş, can ve mal güvenliğimiz kalmamış, paramız git gide erimekte, en büyük gelir kaynağmız turizm can çekişmekte, ekonomi komada, işsizlik dorukta, milyonlarda sığınmacıyı beslerken millet aç susuz, Cumhurun başı kalkmış, Suriyeli ve Iraklılar içinde çok iyi yetişmiş insanların; mühendislerin, avukabtların ve doktorların bulunduğunu söylüyor, “Bunlardan istifade edelim. Sağda solda kaçak olarak çalışmaktansa vatandaşımız olarak, bu milletin bir evladı olarak çalışsınlar” diye konuşuyor, resmen aklımızla dalga geçiyor ?….

Madem ki mühendis, doktor, avukat vb tahsilli uzman kişilere ihtiyaç vardı, kafası çalışan, vatanını harbiden seven aydın insanlar sormaz mı, “o zaman neden ha bire İmam Hatip Okulları açıyorsunuz, var olanları da İmam Hatip okuluna dönüştürüyorsunuz ?…” diye

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE HAYIR !…

Ben bu ülkenin duyarlı bir vatandaşıyım…

Ülkemi seviyorum…

Ülkem için canım feda..

Evet bir vatandaşım…

Sade bir vatandaş…

Allah’ın bana verdiği bu beynimle düşünüyorum…

Olması gereken ve çok özlediğimiz, Anayasamızin gerçek özgürlükçü demokrasiden yana bana verdiği hakla sadece düşünüyorum…

VeANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE HAYIR !…” diyorum…

ENDİŞELİYİM…

Endişeliyim…                                                                                                                 Ülkem adına, vatandaşlarım adına, geleceğin bekçileri, günümüz gençliği ve çocuklarımız adına…                                                                                                                      

Laik Cumhuriyetimiz iç ve dış mihraklarca tehlike altında…                                                      Bizi biz yapan ataerkil özelliklerimizi; saygıyı, sevgiyi, paylaşmayı, yardımseverliği hızla kaybediyoruz… Atatürk devrim ve inkılapları unutturulmaya çalışılıyor…

Endişeliyim…                                                                                                                 Eğitim git gide dine yaslanıyor… Okuma / yazma oranı düşüyor, kültür ve sanat yok olmaya yüz tutuyor…

Endişeliyim…                                                                                                                 Sporumuz, çıtalrı yükseltecek, branşlarının uzmanı kişilerce değil, iktidar partisinin uzantısı kişilerin cıvık ellerinde mıncık mıncık ediliyor…

Böylesine zor günlerle kuşatıldığımız keyifsiz ortamlarda, insanca yaşamak, onurumuzu korumak, hayatımızı ödün vermeden sürdürmeye gayret ediyoruz…

HARESE…

Arapça eski bir kelime pek bilinmez; “Harese”… Bildiğimiz o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri işte bu kelimeden tüketilmiştir… Develere çöl gemileri derler… Bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür… Çok dayanıklıdırlar… Ancak bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır… Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar… Keskin diken develerin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar… Tuzlu kan dikenle karışınca bu tad develenin daha çok hoşuna gider.. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yerler, bir türlü kendi kanlarına doyamazlar… Engel olunmazsa kan kaybından ölürler…

İşte bunun adı “harese”dir… Yukarıda da belirttiğim gibi, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir…

Bütün Ortadoğu insanlarının kronikleşmiş huyudur bu… Tarih boyunca birbirlerini öldürürler ama aslında kendilerini öldürdüklerini anlamazlar... Kendi kanlarından sarhos olup kendilerini oldurmekten sadist bir zevk alırlar… İşin içine bolca da diini karıştırırlar, kafalarına göre yorumladıkarı kutsal kitabımızla da bu eylemlerini caiz kıldıklarını zannederler, kendi kendilerini kandırırlar…

Bizleri Ortadoğu’ya yönlendirenleri, “Araplaştırmak” isteyenleri gördükçe hep bu kelimeyi hatırlar, dururum…

bizleri-unutmayiniz

ONLARI UNUTMAYALIM…                                                                                      Sokakların, caddelerin yoğun karla kaplı olduğu bu dondurucu günlerde sokak hayvanlarını mutlaka düşünelim…

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s