MALLASİERA VE GİZEMLİ KIZ… Hasan Uğur Epirden

metin-ersoy111

1950’li 51’li yıllardı…

Atletik yapılı, yakışıklı genç daha henüz 13-14 yaşlarındaydı…

Dans onun için vazgeçilmez bir tutkuydu…

Çevresindeki tüm kızlar onunla dans edebilmek için can atıyorlardı… Ama onun gönlü yalnız birisindeydi…

Kendi deyimiyle güneşin kayısı tonunda teni, renkli derin gözleri, lapiska saçları, evaze eteğiyle o gerçek bir dünya güzeliydi…ve çok başkaydı… Onun yanında sanki tüm kızlar yapay çiçekler gibi görünüyordu…

Bir gün gene lokalde onunla göz göze geldi…İsmini bile bilmediği, öğrenmeye bile cesaret edemediği genç kızın baygın bakışları onu daha da büyülüyor, içinde hiç alışık olmadığı tatlı bir kıpırtı duyuyordu… Ve hakkında öğrendiği tek şey onun en sevdiği parçanın “Mallasiera” olduğuydu…

“Mallasiera”yı delikanlı önce evde kendi kendine ezberledi… Ayna karşısında defalarca provasını yaptı… Daha sonra orkestra arkadaşlarıyla evde mini konserler verdi…

Beklenen an artık gelip çatmıştı… Yüreğinden taşan coşkunun ve heyecanının karşı konulmaz akıntısına kapılmış, elinde mikrofon kendisini bir anda lokalin sahnesinde bulmuştu…

İşte o gene orada, bir köşede yalnızdı… Sanki titrek bir mum ışığına sığınmıştı ?… Kaçamak bakışları arka arkaya fırlatılmış oklar gibi hedefini buluyordu…

Delikanlı “Mallasiera”yı o gece, ertesi gece ve her gece hep onun gözlerinin içine baka baka söylüyor, dalga dalga taşan hislerini, yüreğindeki tarifsiz sevgiyi ve tutkuyu ona ancak böyle anlatmaya cesaret edebiliyordu…

Bir gece cesaretini toplayarak lokalden içeri süzüldü… Artık büyük aşkını o meçhul sevgiliye anlatmanın ve kelimelerle ifade edemediği hislerini onunla paylaşmanın zamanı gelmişti…

Ancak sahneyi aldığında onun sandalyesinin boş olduğunu gördü…

Mumu yanmaya devam ediyordu… Üstelik masasının üzerinde bir kırmızı gonca gül vardı… Sanki bir şeyler anlatmak ister gibiydi… üzgün… boynu bükük…

Ne o gece…ne de bir başka gece o sandalyeye kimse oturmadı…

En ufak bir haber yoktu ondan…

Kimdi ?…

Niçin birdenbire çıkıp gitmişti ?…

Bir daha geri gelecek miydi ?…

Peki ya o kırmızı gül ?…

Neyi ifade ediyordu ?…

Niçin masanın üzerine bırakılmıştı ?…

Onu kimse ama kimse çözememişti ?…

Yılların kalipso kralı Metin Ersoy bile !…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s