HEY GİDİ GÜNLER… ESKİ DOSTLARIMLA NOSTALJİ GECESİ… / Hasan Uğur Epirden

sanatcilar-sahnede

19 Ocak cuma gecesi Taksim’den Beyoğlu’na giriş yaparken keyifli bir heyecan kasırgası içinde yalpalıyordum…

Çoğunu yıllar sonra göreceğim çok sevdiğim, popüler müziğimizde iz bırakan, ebediyen anılacak, unutulmayacak kadim dostlarım, solist canlarımın 100. yılını idrak eden “LIONS KULÜP”ün himayelerindeki, başkanlığını sevgili dostum BAHA BODUROĞLU‘nun yaptığı POPSAV‘ın konserinde buluşmak vardı dakikalar sonra…

Eski cıvıl cıvıllığında olmasa bile gene de hareketli sayılırdı Beyoğlu…

Ara ve arka sokaklara kadar alınan güvenlik önlemleri gözüme çarptı…

Ara ve arka sokaklar” dedim de; adım başı canlı müzik performansları gerçekten renk katıyor, keyif veriyor… Ama o park sorunu yok mu ?… EMEK SAHNESİ‘ne en yakın otopark Tepebaşı’nda… Yani yaklaşık 1 kilometre yolu gidip, gelmek zorundasınız ?…

Beyoğlu’nda arşınlarken düzenlediğim unutulmaz CEM KARACA-MOĞOLLAR, ERKİN KORAY “Hard rock” konserlerine kucak açan Fitaş Sinemasının önünden geçerken, voleybola ilk adımlarımı attığım, BEYOĞLUSPOR KULÜBÜ‘ne çıkan Küçükparmakkapı sokağının önünden geçerken, rahmetli biricik babacığımın müdürlük yaptığı zamanın dev bankalarından Türk Ticaret Bankası Beyoğlu Şubesinin bulunduğu binanın önünden geçerken, gençliğimin vazgeçilmez uğrak yerlerinden biri olan, plak listelerini adeta yönlendiren KARAKEDİ Plakevi’nin hemen girişinde bulunduğu dar pasajın önünden geçerken, başta BARIŞ MANÇO-KURTALAN EKSPRES, CEM KARACA-MOĞOLLAR, YILDIRIM GÜRSES “Hoş Seda”, MUAZZEZ ABACI “Vurgun” ve son olarak da BULUTSUZLUK ÖZLEMİ konserlerini organize ettiğim tarihi EMEK SİNEMASI‘nın yer aldığı sokağın önünden geçerken bir rüya alemindeydim sanki… Gözlerimin önünden bir film şeridi gibi akan görüntülerle çoktan sarhoş oluverdim…

Oralara kadar varmışken, balık pazarına uğramamak olmazdı… Babası bile babamın balıkçısı olan, vazgeçilmez duraklarımın başında gelen Balıkçı REŞAT‘a uğrayıp, torik lakerdası ikramıyla damağım ve sonrasında da midem bayram etti…

Ve artık sıra özlem ve iştahla beklediğim, GRAND PERA‘nın 5. katındaki yeni EMEK SAHNESİ‘ndeki konserdeydi… Erken bir saatti ve canlarım sahnede provadaydılar…

Kimler yoktu ki ?…

METİN ERSOY, COŞKUN DEMİR, ERSAN ERDURA, BİLGEN BENGÜ, BANU KIRBAĞ, MELİKE DEMİRAĞ, KARTAL KAAN, ERCAN TURGUT, BAHA BODUROĞLU, GÜZİN SOKULLU, SELÇUK ALAGÖZ, RANA ALAGÖZ, SEVDA KARACA, SEMİHA YANKI

Konser orkestrasının şefleri, yılların usta müzisyeni NAZMİ SUNAL liderliğinde provada bile son derece ciddilerdi ve de büyük zevk aldıkları her hallerinden görülüyordu…

Davulda (Makine Dairesinde…) NAZMİ SUNAL, Klavyede TOLGA TÜMÖZEN, Bas gitarda MURAT ÖZGÜN, Elektro gitarda KEREM TÜRKAYDIN, Kanunda OSMAN NAT ve Keman/Vokalde sahneye pek bir yakıştırdığım ve beğendiğim SELEN KESOVA‘dan oluşan orkestra aralıksız net 2 saat 48 dakika süren konserde tüm sanatçılara plak gibi eşlik etti, ben kaşar menajerden tam not aldı, 10… 10… 10…

Konserin başrol oyuncusu, HAKAN EREN, yönetmenliğini üstlenen üstlenen sevgili ZELİHA SUNAL ile yapım sorumlusu MEHMET HAYRİ ALKAN en ufak bir aksaklığın meydana gelmemesi için koşuşturuyorlar, kısa mesafelerde mekik dokuyorlardı…

Kuliste hepsiyle teker teker kucaklaştım…

Anılara daldık, hüzünlendik, dertleştik, çokca da keyifli kahkahalar attık…

Canımdı onlar…

Bu denli devleşmiş, değişik ekolleriyle ve yorumlarıyla, dahası unutulmayan ve unutulmayacak parçalarıyla devirlere imza atmış, zirve yapmış bu usta ağabeyler ve ablalar alçak gönülleriyle, hala mesleklerine ve de seyircilerine duydukları saygıyla, ilk günlerindeki heyecanlarıyla ve de mütevazi kişilikleriyle şimdiki nesillere, özellikle bir anda ortaya mantar gibi çıkıp, kendilerini “sanatçı”, “solist”, “ünlü” ilan edenlere (!) ders verircesine bir saygın kişilik sergilemekteler…

Salonda protokolün en ön sırasında (utanarak, sıkılarak da olsa) Rotary Kulübün “Onursal Başkan”larından, aynı zamanda popüler müziğimizin “bilirkişi”lerinden, bir diğer dostum NACİ KEKLİK ile birlikte “Naftalinli Plak” koleksiyoneri ŞEREF ÖZCAN Başkanım ile yan yana koltuklarda yerimizi aldık…

Salon fuldu… Yaşları 40-70 arasında değişen, o kuşağı buram buram yaşayan nesilden müziğin ruhunu özümsemiş, özlemlerin doruklarına tırmanmış, kaliteli, gerçek bir müziksever seyirci bu denli uzun süre içinde baştan sona hayranlıkla sahnede yer alanları izledi, dinledi, çılgınca en içten duygularıyla o günleri yaşarcasına alkışladı, alkışladı ve inanın hiç mi hiç yorulmadı…

Zaten o katledilen (!) tarihi EMEK SİNEMASI‘nın emsalsiz salonunun (Yıkılmasına gösterilen, benim de içinde bulunduğum sanatseverlerin büyük tepkileri ve protestoları sonucu) metrekare metrekare taşınan dekoru, özen gösterilen akustiği ve sahnesi (Bordo perdesi hariç ?) ve meydana getirilen çağdaş fuayesi, ilave edilen özel locaları, kulisi ve WC’lerine varana kadar özenle yapılmış tasarım ile bu tarihi konserin ruhu adeta okşanmaktaydı… Yani orada rahmetli işletmecisi İSMET KURTULUŞ‘un EMEK SİNEMASI ruhu vardı, çok duygulandım, tüylerim diken diken oldu…

Ve LION konser 14 sanatçının birlikte seslendirdiği “HEY GİDİ GÜNLER” parçasıyla başladı…

ESKİ DOSTLAR sahneye teker teker çıkıp ikişer parça söylediler…

Biraz gece kulübü, çokça da gazino sahnesi özleminde müzik ziyafeti çekerlerken, belki de yüzlerce, binlerce defa dinlediğimiz, klasikler arasında sağlam yerlere oturmuş o parçaları gene aynı zevkle dinledik, zaman zaman da eşlik ettik…

Toplumun daima önünde birer yol/yön gösterici olarak hepsinin yaşadığımız bu acı, sıkıntılı ve de endişeli günlerde yüzlerindeki ifadelerde ve de dudaklarından dökülen sözlerinde “HAYIR”severlik yatıyordu…

HAKAN EREN geceyi temiz türkçesiyle, sempatik tavırlarıyla, eski değme sunucuları hatırlatır, yaşatırcasına rahat sahne hakimiyeti ve performansıyla mükemmel sundu…

Konserde seslendirilen unutulmaz parçalarda RÜÇHAN ÇAMAY, MELİH KİBAR, ÇİĞDEM TALU ve AYSEL GÜREL de rahmetle yad edildi…

Bu arada MEHMET ŞAHİN’in kurduğu ses ve ışık düzeni muhteşemdi, solistler sahnedeyken arkalarındaki dev perdeye yansıtılan, “o yıllar”ı hatırlatan görüntüleri de çok hoştu…

Üzüldüğüm konu, böylesine bir tarihi konserin değerinin farkına varamayan TV’ler ve abuk subuk haberlerle büyük iş yaptıklarını sanan Magazin Medyasının ilgisizliğiydi…

Müzik basını ve medyası” mı dediniz ?…

Öyle bir seksiyon kaldı mı ?… Yoksa var da ben mi bilmiyor, görmüyorum ?…

Uzun lafın kısası, gecenin özeti;

Tüm canlarımla, Atatürk devrimlerine, Anayasa’ya, Laik Cumhuriyetimize, özgürlükçü demokrasiye, hakka, hukuka, yargıya, kültüre, sanata, spora ve her şeyden önemlisi insana değer veren bir Türkiye anlayışı içinde tekrar birlikte olmak ve yaşamak üzere kucaklaşıp, vedalaştık…

Dakikalar unutulmazdı amma, ömrüme sanki yıllar kattığını tüm benliğimde hissettim… 64 yaşımla girdiğim kapıdan 30 yaşında çıktım…

Teşekkürler POPSAV…

Çok yaşayın emi ESKİ ama SAĞLAM KADİM DOSTLARIM…

YAKIN TARİHLERDE TAVSİYE EDECEĞİM ÖNEMLİ KONSER/GECE/RESİTALLER :

zeliha-sunal-konser-afisi

BANU KIRBAĞ – MELİKE DEMİRAĞ DİNLETİSİ

06 Şubat CKM (Caddebostan Kültür Merkezi 20.30

15666032_1549172828431233_249251839_n

EROL BÜYÜKBURÇ’U ANMA GECESİ

12 Mart Gültepe Kültür Sanat Merkezi 20.00

4 Comments

  1. Müzik dünyasının gelmiş geçmiş en önemli Menajer’i ayni zamanda müzik adamından Böylesine olağanüstü yorum almak harika bir duygu. Müziğe,Müzisyenliğe yaraşır adam olmaya çalışıyoruz. Kadir kıymet bilen insanlara müzik yapmak gerçek sanatcılara eşlik etmekse muhteşem birşey. Basın vs gelmedi diye üzülme sevgili abim niye gelsinler değerli ve önemli içinde gerçek sanat olan birliktelikler onları pek ilgilendirmiyor…Neyse bitirdim emeği geçen herkese teşekkürler.
    NAZMİ SUNAL

    Beğen

  2. çok teşekkürler Hasan Uğur Epirden 🙂 Senin gibi yıllarını vermiş büyüğümüzden bunları duymak çok güzel..Sağ ol var ol

    Beğen

  3. MÜTHİŞ BİR YAZI
    Hasan Uğur Epirden gibi bir duayenin kaleminden tüm gerçekler ayrıntılarıyla yazılmış. Abartı yok, sesçisine ve ışıkçısına kadar onurlandırılmış. Hey dergisi sonrasında seneler sonrası okuduğum en önemli konser yazısı. Epirden gerçekten Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük müzik menajeridir, tartışılması bile abestir. Onun gibi kalpten, en ufak ayrıntılarına kadar bu işi yapan işinin tam ehli, mütevazi bir menajer tanımıyorum.

    Beğen

Yorum bırakın