BABA HAKKI… / Hasan Uğur Epirden

O Türk futbolunun ve Beşiktaş’ın efsanesiydi…

O siyah-beyazlı renklerin kıblesiydi…

Çoğu insan, Beşiktaş taraftarı O’nun için oldu…

Çoğu aile erkek çocuklarına O’nun ismini koydular…

1931-48 seneleri arasında forma giyen Baba Hakkı, kaptanlığını onurla taşıdığı takımında oynadığı 439 maçta 382 gol kaydetti. Çeşitli dönemlerde BJK kulüp başkanlığı da yaptı…

Galatasaray ve Milli takım formasını giymiş, Baba Hakkı ile karşı karşıya oynamış, rahmetli babacığım “Bombacı Münevver”in en üzüldüğüm yanı, mütevazı kişiliğiyle bana kendinden hiç bahsetmemesiydi… Ben de bu merakımı Beşiktaş vapur iskelesinin üzerindeki lokalde Baba Hakkı’yı bularak gidermeye çalışırdım… Anlattığı anılar içinde ikisini unutama imkan yok !…

Sene 1935… Yer : Taksim stadı… Fenerbahçe-Güneş maçı… Hemen belirteyim, Güneş o zamanların Galatasaray/Beşiktaş karması…

Frikik atışını ceza sahası yayının üzerinden Baba Hakkı kullanmak üzere… Babam Münevver de Fenerbahçe barajının arasına girmiş, yüzünü kaleye dönmüş, bacaklarını açmış, itiş kakış yerini muhafaza etmeye çalışıyor !… Çalışıyor, çünkü Baba ile önceden çalışılmış bir taktiği uygulamak üzereler… Baba Hakkı’nın direk kaleye şut atacağını zannedenler yanılıyorlar… Zarif ve milimetrik vuruşla topu babamın bacaklarının arasından geçiriyor ve babamda koşup, yetiştiği o topa öyle bir vuruyor ki, topu ancak filelerde görüyorlar… Bunun üzerine Baba Hakkı maçın kalan bölümündeki tüm frikikleri, mükafat olarak babama attırıyor… Ve babam frikikten 2 gol daha atıyor…

Sene 1936… Yer : Gene Taksim stadı… Türkiye- Yunanistan maçı…

(O zaman Milli maç izni alınamadığı için müsabaka İstanbul-Atina karması adı altında oynanıyor !…) Babam ikinci devre Baba Hakkı’nın yerine oyuna giriyor… Biri penaltıdan, diğeri ise 35 metreden iki harika gol atıyor ve maç 4-1 galibiyetimizle sona eriyor… Maç sonunda babam, kendisinden 4 yaş büyük olan Baba Hakkı’ya sarılıyor ve de yerine alındığı için ondan özür diliyor !… Baba Hakkı ise babamın sırtını sıvazlıyor ve şu cevabı veriyor…

-İlk yarıda da benim yerine başlamış olsaydın, en az iki gol daha atardın !…”

Bakar mısınız şu zarifliğe, şu büyüklüğe, şu mütevazılığa ?…

Bir maçta taraftarın onu ıslıklamasından sonra “Bu formayı bana taraftar giydirdi, şimdi onlar isteyince de çıkarırım” demiş…

Bir kış günü, maça hasta olduğu için formasının üzerinde yelekle çıkmış, hakem ona saygı duyduğundan, bir şey diyemeden kabullenmiş…

Saymaktan gurur duyduğumuz “Beşiktaşlılık” özelliklerin çoğu Baba Hakkı”da görülmüştür… Alçakgönüllülük, vakurluk, bağlılık, gerektiği yerde de kabadayılık…

Rahmetli babacığımın arşivinden kalma bir fotoğraf var elimde… Dikkatli bakıldığında, elleri belinde, başı dik, keskin bakışlarıyla “Kara Kartal”ın sembolü olduğunu adeta haykırmakta !…

Tek bir sözü ile takım oyuncularının performanslarını iki katına çıkartmayı başaran, kaybetmeye tahammülü olmayan bu büyük, bu efsane kaptan, karşı takıma gereksiz küfür edildiğinde durur, tribüne döner, iki elini beline koyar, dik dik bakar, tribünleri sustururmuş !…

Bir keresinde Ankara’da oynadıkları Harp Okulu maçında, devre araa 0-3 mağlup girilen soyunma odasında karşısına aldığı takım arkadaşlarına bağırmış ve “Adam gibi oynamaz, maçı çeviremezseniz, dönüş biletlerinizi yırtarım. yürüyerek dönersiniz” demiş !…

Bir Fenerbahçe- Beşiktaş maçında yaşanılan hadise de şöyledir…
Şeref stadının o balçık sahasında oynanan bir Fenerbahçe maçında, durum 2-0 lehlerindeyken, Fenerbahçe kaptanı
B.Fikret’in yakasına yapışan Baba Hakkı, “-Arkadaşlarına söyle, biraz maça asılsınlar… Bu maçın zevki böyle çıkmaz.. Bu kadar insan güzel bir maç izlemeye gelmişler, sizler dökülüyorsunuz… Bir an evvel kendinize çeki düzen verin !…” der !…

Sene 1946… Bu kez rakip Karagümrük… Orta hakem, Müjdat Gezen’in babası Necdet Gezen… Yan hakem de yılların gazetecisi Fahri Somer… Baba bir pozisyonda dömi voleyi yapıştırıyor topa… Top ağların yırtık yerinden dışarı çıkıyor… Karambol anında Necdet hoca pozisyonu net göremiyor ve autu gösteriyor… Taraftar iyice çileden çıkıyor ve başlıyor Necdet hocaya çalışmaya !… Ellerine ne geçirdilerse, sahanın içine fırlatıyorlar… Kan gövdeyi götürmek üzere… Kibarlık var, centilmenlik var Baba’da…İki de bir eliyle sus işareti yapıyor… Bakıyor ki ahali susmuyor… Beşiktaş taraftarı tribünün önüne gidip, o bariton sesiyle bağırıyor !… “-Çıkın dışarı !.. Susmayacaksanız boşaltın burayı !..”
Amigo “Kafa” Sebahattin
, babayı tribünün önünde “Hazır ol !..” vaziyette dinliyor önce, sonra da talimata uymak gerektiğini anlatıyor taraftarlara… Tribün susuyor susmasına da Necdet hoca’ya takmışlar bir kere !… Maç bitiminde dışarıda iki bin kişi Necdet hocayı bekliyor !… Baba Hakkı Fahri Somer ile haber gönderiyor hakem odasına… “Necdet abiye söyle, yanıma gelsin !…”

Baba Hakkı koluna taktığı Necdet Gezen ile halkın arasına giriyor !… Taraftarlarda “Çıt” yok !…

Bir başka maçta Şükrü Gülesin’e kornerden topu bana at, dercesine elini kaldırıp işaret parmağıyla yer gösteriyor… Topun gelişine patlatacak kafasını… Ama Şükrü bu !… Daha önce 38 kez yaptığını tekrarlıyor ve kornerden direk golü yazıyor !… Baba sahada kovalamaya başlıyor Şükrü’yü… Arkasından bağırıyor !… “Neden bana atmadın oğlum !…”

Baba Hakkı, Beşiktaşlıların asla ölmesine izin veremeyeceği kadar fazla değerler ile kuşanmış hayatında…Üstelik bunu sonraki nesillere olabilecek en iyi biçimde aktarmasını bilmiş, Beşiktaş taraftarının övünç kaynakları arasında her zaman üst sırada yerini almış, ruh ile, dürüstlük ile, cesaret ile, özgüven ile, dayanışma ile dolu bir tarihin en güzel satırlarının yazmış, efsane büyüğümüz Baba Hakkı’yı, ona yakıştıramadığımız ölümünün her yıldönümünde, bir Galatasaray taraftarı olarak, rahmetle, sevgiyle ve de saygıyla anıyorum…

Beşiktaşlıların bir inancına ben de katılıyorum… O, eminim, Beşiktaş’ın tüm maçlarını hala “Kapalı”dan izlemekte !… 

babam111-web

Bu vesileyle, bu günkü hayatımı ve kişiliğimi, her şeyimi borçlu olduğum ve 1984’te kaybettiğim biricik babamın, Münevver Necati Epirden’in aziz hatırası önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum…

Acılar” ve “Özlemler” keşke olmasaydı !…

Böylesine kıymetler aramızdan hiç ayrılmasaydı !…

Ayrılmasaydı, hatta şimdi yeşil sahalarda olsalardı da seyredebilseydik ?…

Şansızlık işte ?…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s