REENKARNASYON 3… / Araştıran ve Derleyen : Hasan Uğur Epirden

 

REENKARNASYON (1) https://epirden.org/2017/01/15/reenkarnasyon-1-arastiran-ve-derleyen-hasan-ugur-epirden/

REENKARNASYON (2) https://epirden.org/2017/01/26/reenkarnasyon-2-arastiran-ve-derleyen-hasan-ugur-epirden/

Yurdumuda özellikle Hatay bölgesinde reenkarnasyon olayları oldukça yoğundur…

İşte çok çarpıcı, sizleri hayretler içinde bırakacak bir örnek…

baris-ozel

BARIŞ MANÇO yaşıyor mu ?…

Gene videoyla baş başa bırakıyorum…

https://www.youtube.com/watch?v=srRjTmXcsg0

ata-nirun-master1

ATA NİRUN’UN ÇARPICI YORUMU…

Görüşlerine çok değer verdiğim, ABD ve İngiltere’de uzun yıllar ihtisas yapan ünlü astrolog / araştırmacı yazar / yorumcu kadim dostum Ata Nirun‘un “Reenkarnasyon” konusuna bakış açısı ilginç…

Reenkarnasyonun medyada bir türlü ciddi olarak tartışılamadığını, haberlerin oluştuğu dönemde kim popülerse ya da o aralar kimler tv program yapımcılarının hatta asistanların portföylerinde varsalar, onların ekrana çıkartıldığını ve kendilerince görüşlerini belirtiklerini, birçok konuda olduğu gibi, o konunun uzmanın kim olduğu, neler yaptığı gibisinden araştırmalara asla girilmediğini, Konu ölüm veya ölümle ilgili birşeyse muhakkak dine veya din otoritelerine başvurulduğunu, oysa ölümün ya da benzer konuların bilimsel, sosyal ve psikolojik yönleri de var olduğunu, tüm dünyevi konuların din potasında eritilidiğini geriye birşeyin kalmadığını, oysa dinin temelinin inanç olduğunu ama her insanın inancı da aynı olmadığı için ortaya farklı görüşlerin ve sayısız yorumların çıktığını, o zaman konunun da, kaybolup gittiğini, tartışılmaz hale geldiğini, dolayısıyla izleyici veya okuyucunun maçı kimin kazandığına bakar gibi bakarak kendi bireysel inancına yakın bir yerde kaldığını vurguluyor…

Hindu Tenasüh inancı ile Spiritüalizm kökenli Modern Reenkarnasyon inancı arasındaki farktan habersizler…Bilmesi gereken şey, bu iki inanç temelden farklıdırlar… Tenasüh, kısacası ruhun yaşam performansına göre yeniden doğuşlarda geriye de dönebilmesi inancıdır yani birey bir sonraki yaşamında insan olmayabilir, ruh yaşamın her formunu denemelidir ve sonunda bir sonsuzluk anlayışında (Nirvana) kaybolacak ya da bütünleşecektir,.bu inançta ruhlar alemi, yeniden doğuş kuralları, özel seçimler ve sonunda bilge veya öğretici rehber ruh olmak gibisinden ayrıntılar yoktur…. Oysa Modern Reenkarnasyon inancında, tüm yeniden doğuşlar ileriye yani evrimleşmeye (Tekamül) yöneliktir, ruh öldükten sonra oturur düşünür ve nasıl bir yeni yaşam seçeceğine karar verir, ona göre de bedenlenecektir… Rehber ruhsal varlıklar, bu aşamada ona yardımcı olurlar hatta yön verirler vs…… Ruhun Nirvana’ya erişmesi yani karmanın tamamlanması ve ruhun artık tüm dünyevi arzulardan kurtulması ve dünyevi bilgilere ihtiyacı kalmaması demektir… Yaşam planı bir önceki yaşamda bireyin eylemlerine göre yapılır ve ruh bedenlendikten sonra çeşitli dini ritüellerle kendisini eğiterek karma bilgisini algılamaya çalışır, bunu başardığında da artık bedenlenmekten kurtulur. Bütün bunlar özgün inançlar yani Uzak Doğu dinlerinin birer parçasıdır ama aslında Uzak Doğu sözü bir genellemedir, çünkü Çin Budizmi’nde ve Japon Şintoizm’inde böyle bir inanç yoktur… Reenkarnasyona karşı çıkan tüm büyük dinlerin ama özellikle de İslami araştırmacıların önemli bir kısmının bir türlü kurtulamadıkları çok ciddi yanlış buradadır… Kısacası Hindistan ve Tibet yöresindeki reenkarnasyon inancının temeli “Tenasüh” kavramına dayanır yani ruh yaşam karnesinin sonuçlarına göre geriye de gidebilir hatta bitki veya hayvan olarak da tekrar dünyaya gelebilir… Oysa, spritülizme dayanan modern reenkarnasyon inancında ruh tekamül eder yani sürekli ilerler, gelişir… İkisi çok farklı yerlere, uygulamalara ve sonuçlara giderler, bilinmesi gereken şey, reenkarnasyonla tenasühün apayrı birer inanç olduğudur… Ve yine bazı İslami kesimlerde sık sık; ‘Reenkarnasyona inanan hıristiyanlar…’ tanımına raslanır, oysa hıristiyanlık reenkarnasyona şiddetle karşıdır ve kesinlikle reddeder…. “

Reenkarnasyon inanç ve bilgisi, dünyanın en eski inanç ve bilgisi olarak tüm milletlerde, dinsel öğretilerde, kutsal yazılarda karşımıza çıkmaktadır. Bunu doğal karşılamalıdır. Çünkü insan içgüdüsel bir eğilimle varoluşuna ilgi duymaktadır ve onu aramaktadır. Her şeyin üstünde parıldayan tek değer insandır. O varoluşunun, yaradılışının yazgısını taşıyan özgür istem gücü dolu bir yaratıktır. Kendi değerini anlayıncaya kadar, değer sandığı şeylerle bir süre daha oynayıp duracaktır. Hiç kuşkusuz gerekli evrimleri yaşadıktan sonra varacağı son, iyi, güzel ve doğrunun dünyasıdır. Bu dünya, her çeşit sorunların çözümleneceği bir arayış ve arınma yeridir, insan hazır olan için değil, hazırlanmak için yaratılmıştır. Dinlerin sembolik anlatımlarla örülüşü bundandır. 20. Yüzyıl’dan 2l. Yüzyıl’a geçildiğinde, insan ne zaman akılsal yeteneklerinin, güçlerinin. beyinsel yapısının bilinmeyen, gizli kalmış yönlerinin insan mutluluğunun yaratılması için kullanılması gerektiğini anlarsa, bunları saplantılardan ve bilimsel ya da dinsel tutuculukktan uzakta ele alırsa, benlik gururuna, kaba kuvvete kapılmadan alçak gönüllülükle; “Bildiğim tek şey var, o da hiçbir şey bilmediğimdir” diyebiliyorsa ve insan ne zamanki başkaları ve başka kuvvetlerle tamamlanma açlığı duymayacak kadar yükselirse o zaman varoluşunun anlamı ve amacı ile karşı karşıya kalacaktır. İşte bu nedenle reenkarnasyon olayı önemlidir……

Ciddi Reenkarnasyon iddiaları bizlere küçücük bir umut ışığı sunuyorlar. Ama bu ışığın kaynağı ölümsüzlükle veya sanıldığı gibi öteki aleme gidip gelerek yanlışları düzeltmekle ilgili değildir. En korkutucu olan da budur, şimdiki yaşamında her tür kötülüğü yapıp, her yolu geçerli sayıp, ondan sonra da nasıl olsa gelecek yaşamımda işleri yoluna koyarım zihniyeti çok daha ürkütücü sonuçlar getirebilir. Çünkü bir tür özenti inancın oluşturduğu bu yaklaşımın temelinde ciddi, oturmuş ve disipline edilmiş bir öğreti veya deneyim henüz yoktur. Aksine birey, nasıl olsa önceki yaşamından habersiz olacağı için, sonraki yaşamında vereceği hesapla ilgilenmemekte veya endişelenmemektedir. O zaman da, Hitler’in veya Saddam’ın korkacakları birşey yoktur, nasıl olsa sonraki yaşamlarında en fazla sıradan insanlar olarak yaşayacaklar ve sadece güçsüz olacaklardır ama bundan da haberleri olmayacak ve vicdan azabı duymayacaklardır… Reenkarnasyon henüz temelsiz bir prototiptir, ta ki ciddiye alınıncaya kadar…

kinali

PEK YAKINDA… VE VOLEYBOLUMUZDA BİZZAT YAŞADIĞIM ÇARPICI, ŞOK OLAY… / BAŞKASININ RUHUNU TAŞIYAN KIZ VOLEYBOLCU…

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s