Bundan böyle haftada bir sizlerle takıntılarımı paylaşma kararı aldım… Sizlerin de muhtelif takıntılarınız varsa fısıldayın, buradan paylaşayım…
Müjdeler olsun ülkem vatandaşına… Yat ve elmas ÖTV’si kalkmış… Yat’alım, kalkalım, elmaslarımızı takıp takıştıralım, hükumetimize şükredelim…
“HAYIR”SEVERLER MAÇA GOLLE BAŞLADILAR…
Mustafa Balbay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne konan 3 araştırmayı yazmış, “Henüz maç başlamadı. Erdoğan ‘evet’ için her şeyi deneyecektir…” demiş…
“EVET” mi, “HAYIR” mı ?…
Anketçiler kollarını çoktan sıvamış durumda… AKP tarafından önemsenen 3 ankette “HAYIR” fark atmakta…
% 36, % 42, % 39 “EVET”
Mustafa Balbay devam etmiş; “Altını çizelim, bu sonuçlar daha maç başlamadan ortaya çıkanlar. Bunu ısrarla vurgulamamızın nedeni, “HAYIR” çıkmasının ülke için çok hayırlı olacağına inananların bunu mutlak kabul edip, rahatlamaması… Sohbet diliyle söylemek gerekirse gevşememesi…”
Bir “HAYIR”sever olarak Referandum oylamasına kadar istim üzerindeyim… Çünkü vatanımı, Atatürk devrim ve inkılaplarını, laik demokrat, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mi herşeyin üzerinde tutan gerçek bir vatanseverim…
BİR GÜN TELEVİZYONU KIRACAĞIM !…
Memleketimiz, Cumhuriyet döneminin en behbaht, sancılı, tehlikeli günlerini yaşamakta… Terör almış başını gidiyor, can ve mal güvenliğimiz şansa kalmış, hukuk guguk olmuş, basın özgürlüğü iğdiş edilmiş, ekonomi dibe vurmuş, eğitim yozlaşmış, eve ekmek zor götürülür olmuş, elektrik, su, doğalgaz faturaları ödenemez olmuş, kesilmiş, vatandaş perişan, bakıyorum televizyon kanallarına, hır/gür/kavga/gürültü/patırdı/hakaret/stres dolu programlar, diziler, kurma seviyesiz evlilik programları, abuk subuk yarışmalar, “eller havaya” eğlence programları ve tüm bu tabloya rağmen toz pembe, narkoz amaçlı tablolar pompalayan yandaş medya… Hele o meclis görüntüleri yok mu ?… Birgün kendimi kaybedeeğim, olan televizyonuma olacak !…
Keyfi kaçmış, gülmeyi unutmuş mutsuz vatandaş daha da geriliyor, kasılıyor… Eski Türk filmlerini, onlarca kez seyretmemize rağmen Kemal Sunal’lı, Şener Şen’li, Zeki-Metin’li filmleri arıyorum… Seyrettiğim iki programdan biri “Güldür güldür”… Hiç olmazsa unuttuğumuz tebessümü hatırlatıyor… Diğeri “O ses Türkiye”… Müthiş sesler yarışıyor… Bana darılmasınlar, çoğu jüri koltuklarında oturan ünlü (!) kardeşlerimden çok daha üstünler… Ama gelecekleri çıkmaz sokakta… Bana bu yarışmalardan çıkan kaç isim sayabilirsiniz ?… Ben sadece birinin doğru yolda, basamakları zirveye sağlm sağlam basarak tırmandığına şahidim, o da Cenk Yüksel…
Futbol ve voleybol maçları şifreli kanallarda… Voleybol Federasyonu’nun üç kuruşa tamah edip uzaklaşan voleybolseverleri sattığı için şifreli kanal 1 lira olsa vermem !… İzlemediğim maçların yazısını ve kritiğini de yapmam mümkün değil… Kaybeden voleybol oluyor…
Doğrusunu isterseniz, bir itirafta bulunayım, televizyonum Allah Korusun, yangında en son kurtarılacaklar listemde yer alıyor…
GEÇMİŞ OLSUN NURCAN SABUR…
Magazin basınımıza Hey Dergisi’nin hediye ettiği bir değer o… Enli boylu yapısının içinde muhteşem bir kalbi olan kadim dostum, yakıştırdığım lakabıyla “Civciv” aldığı aşırı kilolar sonrası kararlı adımlarından 2. ameliyatını atlattı, midesini küçülttü, 4 oda 1 salonlu bir rezidans daireden vazgeçip stüdyo daireyi tercih etti…
4 günlük hastane ve ameliyat macerasının sonunda bugün taburcu olan Nurcan oldukça keyifli…
Geçmiş olsun Nurcan !… Artık bunu mangal başında 2 kilo pirzola, bir büyük rakıyla kutlamak lazım !…
BU DİNLETİ KAÇMAZ !…
6 Şubat Pazartesi Caddebostan kültür merkezinde saat 20:30 da Melike Demirağ ve Banu Kırbağ çok uzun bir aradan sonra ilk kez İstanbul’da bu özel konser için sahnede olaaklar…
Alternatif şarkılarla Melike Demirağ ve Banu KIrbağ konseri sizi 80 li yıllara götürecek…
Biletler 40-50 lira…
POPSAV Vakfı‘nın konser serilerinin 6.sı olan bu konseri bence kaçırmayın…
SEDA SAYAN’A KINAMA…
ünlü eğlence mekanı Şamdan’ın sahibi Mehmet Tuna Amerikan Hastanesinde yaşam savaşı verirken mülk sahibi Seda Sayan kendisinden kira borcu için 2 ay müddet isteğini red ederek tahliyesi girişiminde bulundu…. Başta dostum, ünlü menajer kardeşim Ahmet San olmak üzere Şamdan müdavimleri Seda Sayan’ın bu davranışını kınamaktalar… Mehmet Tuna‘yı tanırım… Sözünde duran mert bir işletmecidir…
Üzücü bir durum… Umarım bu konu tatlıya bağlanır ?…
Mehmet Tuna‘ya acil şifalar diliyorum…
DEVLET PARASI NASIL ÇARÇUR EDİLİR ?…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden Kültür A.Ş. geçen yıl, CRR’de verdikleri konserler karşılığında en çok ödemeyi Emel Sayın Yavuz Bingöl’e yapmış ?…
Sayın ve Bingöl’e 5’er kez konser verdiren Kültür A.Ş., “sanatçı kaşe ödemesi” adı altında ayrı ayrı her bir konser için 100 bin TL ödemiş…
Biletlerin ortalama 50 liraya satıldığını, salonun da 615 kişi olduğunu, hiç davetiye dağıtılmadığını (!) düşünecek, üstüne üstlük organizasyon, ses ve ışık düzenini, elektrik giderlerini, eşlik eden müzisyenlere verilen parayı hesaba katmazsak, her konserin de ful olduğunu var sayarsak, hasılat 30.750 lira yapar…
Geriye kalan giderler Kültür A.Ş. tarafından karşılanmış, belli…
Bu varsaydığım hesaptan yola çıkacak olursak, torpilli sanatçılar Emel Sayın ve Yavuz Bingöl‘ün toplam 10 konserindeki açık en iyimser hesapla, sadece kendilerine ödenen kaşe ücreti nazarında tam 692.500 liradır…
Bana göre de bu 10 konserin maaliyeti 1.500.000 liranın altında değildir…
İşte devletin parasının nasıl heba edildiğinin minnacık bir örneği…
EPİRDEN 