(Tarafımdan kaleme alınmış bir mitolojik hikayedir…)
Özellikle doğa aşığıyım… Tüm mevsimleri severim… Hepsinin yaşamımda ve dünyamda ayrı yerleri vardır…
Kışın soğuğunda üşürken yağan karın beyazlığı ve temizliği içimde tarifsiz bir huzur yaratır… Bir şöminede çıtır çıtır yanan odunlarla ısınır gönlüm…
Yaz ayları ise beni ziyadesiyle bunaltmasına rağmen gönlüm gibi engin denize ve berrak sulara bakarım… Bir bardak soğuk suyun kıymetini bir kez daha anlarım…
Sonbahar herkes gibi bende de hüzün yaratır… Geçmişime yolculuklar hep bu döneme rastlar… Çıplak ağaçlar… yerdeki sararmış yapraklar… ve bitivermiş mutluluklar…
İlkbaharda doğa ile birlikte gönlüm de uyanır… Çiçeklerle birlikte gönlümde sevgi tomurcukları açar…
Çiçekler dedim de… Ben en çok kır çiçeklerini severim… Yüzlercesinden yalnız ikisi beni çok etkiler… Bilmem ?… Belki de mitolojik bir hikayeden çok etkilenmiş olmamdandır…
*********************
Çağlar öncesi, kır çiçekleri arasında iki çiçek birbirinden etkilenir… Birbirlerini deliler gibi seven bu iki çiçek, gene birbirlerini diğer tüm çiçeklerden kıskanırlar…
Sonunda biri bir öneri getirir… Ve sözde karar verilir… Her ikisi de yalnız kışın açacaklar, böylelikle doğada yalnız, baş başa kalacaklardır…
Gelin görün ki biri sözünü tutmaz… Vazgeçiverir… Gene bahar ve yazları açmayı sürdürür… Hatta başka çiçeklerle de epey samimi olur, yakın ilişkiler içine girer…
Diğeri ise verdiği sözden hiç ama hiç dönmez… Yalnız, yapayalnız kalmasına rağmen… Hep kış ayları açar durur…
Onun içindir ki bu kır çiçeklerine bugün “Menekşe” ve “Kardelen” denilmektedir !…
Kim bilir ?… Belki de gurur abidesi “Kardelen” belki bir gün bir başka çiçek tarafından tekrar sevilir, yalnız kalmaktan kurtulur ?…
Ne dersiniz ?…
Ya “Menekşe” ?…
Gerçek mutluluğu acaba bulabilmiş midir ?…
Yoksa “Hercai”liğine hala devam mı etmektedir ?…
Kardelen’in bunu benden daha çok merak ettiğinden eminim ?…
SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN !…