O Türk Pop Müziğinin öncüsü, mimarı, ilk kilometre taşıydı…
60’lı yıllarda dünyada ELVİS fırtınası eserken, Türkiye’de EROL BÜYÜKBURÇ kasırgası vardı…
İlklerin solistiydi… Onlarca lisanda binlerce parça söyledi yarım asırlık sanat hayatı boyunca…
Gazinoların müthiş rekabetinde başta rahmetli ZEKİ MÜREN olmak üzere dev Türk Sanat Müziği as solistleriyle o mertebede savaşan tek Pop Müziği solisti oldu…
Sahnelere başta kıyafet olmak üzere birçok yenilik getirdi, müziğine görsellik kattı…
İlk Yabancı sözlü bestesi “Lıttle Lucy”i, “Kırık Kalp”, “Ağlarım”, “Dudaklarımda Şarkısın”, “Bir Başka Sevgiliyi Sevemem”, “Manolya”, “Berduş” takip etti…
Türk Halk Müziğini batı enstrümanlarıyla aranje etti… “Altın Tasta Üzüm Var”, “Kızılcıklar Oldu mu”, “İnleyen Nağmeler” bu dalda ilklerdi…
Elvis‘i ülkemizde en iyi yorumlayandı…
Cazdan, Rock’a, Tango’ya varan geniş yelpazesinde dünya devlerinin tüm parçalarını mükemmel yorumladı… Müzikal ve sanatsal gelişimleri en sıkı takip eden ve uygulayan oldu hep…
Sanat hayatındaki ilk menajeri olma onurunu yaşarken bana lütfettiği umumi vekaletname ile menajerlik hayatımı başlatmakla kalmadı, aynı zamanda da parlattı…
Benden sonrasında da bu ulvi ve şerefli görevi üstlenen kardeşim Osman Nuri Yazıcı, ustanın son nefesine kadar yanı başında bu görevi başarıyla sürdürdü…
Aramızdan ayrılışının 2. yılında, Osman Nuri Yazıcı kardeşimin müthiş çabasıyla 5 mayısta Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleşen gecede duygu yüklü anlar yaşandı…
UNUTULMAZ GECE…
Gece “Barkovizyon”da yıllar önce TRT’nin siyah-beyaz görüntileriyle yayınladığı EROL BÜYÜKBURÇ’un “Little Lucy” parçasının görüntüleriyle başladı…
https://www.youtube.com/watch?v=Mg5gwOHdaio
Hemen arkasından ustanın “Karanlık Oda” programındaki tüyleri diken diken eden duygu yüklü ifadeleriyle çok özel paylaşımı sunuldu…
Salonda çıt çıkmıyordu…
https://www.youtube.com/watch?v=wzpOcKtzD70
Gecenin başarılı sunucusu Özkan Özcan açılış konuşması için beni davet ettiğinde tarifi zor duygular denizinde yüzüyordum…
Bu tip anlarda, hiç hazırlık yapmam, çıkar o an içimden neler geliyorsa onlar dökülür mikrofona…
Gene öyle oldu…
Konuşmamın ardından, mikrofonu gecenin mimarı, koca ustanın menajerlik bayrağını devrettiğim Osman Nuri Yazıcı‘ya bıraktım…
Yoldaşı Yazıcı‘nın konuşması anlam yüklüydü…
Gecenin belki de en önemli vurgusunu yaparak,
EROL BÜYÜKBURÇ‘u sadece anmak değil, aynı zamanda anlamak olduğunu ifade etti…
Söz artık O’nun bize en büyük mirası, manevi kızım EVREN BÜYÜKBURÇ EROL‘daydı…
Biricik babasının müzikal izinde yürüyen ve 20 yıldır Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi bir piyano virtuozu olan EVREN BÜYÜKBURÇLU EROL, koca bir ömrü kendi hazırladığı “EROL BÜYÜKBURÇ biyorafisi”ni barkovizyon görüntüleriyle çok kısa bir özet akışı içinde 25 dakikaya sığdırdı… Bu gece için destek veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Abdurrahman Şen başta olma üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerini tamamlayan EVREN BÜYÜKBURÇLU EROL‘u istisnasız tüm konuklar gözyaşları içinde dakikalarca ayakta alkışladılar… Bu muhteşem tablo karşısında EVREN BÜYÜKBURÇLU EROL‘un da gözlerinden yaşlar süzülüyordu…
Sonrasında dünyanın en mükemmel piyanolarından birisine kuruldu, davet ettiği MURAT EVGİN ile babasının hakkın rahmetine kavuşmadan sadece birkaç saat önce düet yaptığı, o geceki anı yaşamak ve yaşatmak için Aşık Veysel‘in “Uzun İnce Bir Yoldayım” adlı eserini birlikte seslendirdiler…
POPSAV Başkanı Baha Boduroğlu, Metin Özülkü ve İskender Doğan sırasıyla sahneye gelerek, Ustanın kendileri ve müzik dünyamız için ne ifade ettiğini anlatarak duygularını paylaştılar…
Sıra canlı telefon bağlantılarındaydı…
Sahneye tekrar geldim ve sırasıyla; İlham Gencer, Metin Ersoy, Özdemir Erdoğan, Nino Varon ve Şevket Uğurluel ile sohbet edip, EROL BÜYÜKBURÇ hakkında çok ender kişiye nasip olan o olağanüstü duygularının ve anılarının yaşanmışlıklarının paylaşımında, bir tarihe birlikte dokunduk…
Gelen onlarca mesajdan en vurucusu olan, efsane HEY Dergisinin eski genel yayın yönetmeni Hulusi Tunca‘nın ağır grip geçirmesi ve de sesinin kısık olması dolayısıyla yolladığı, “Sözün bittiği yer” olarak nitelendirdiğim tarihe iz düşen mesajını okudum…
Ve sonrasında söz müziğindi, geceye katılan solistler; Cemil Sağyaşar, Rıdvan Çelenk, Şengül Turan, Vasfi Bülent, Duygu Koçak, Akın Ok, Dilek Arman, Sema Tunç, Erdener Koyutürk, Hakan Erk, Volkan Erk, Ahu Kahraman Yıldırım, davulda Yılmaz Tümözen, klavyelerde Tolga Tümözen, elektro gitarda Doruk Tümözen, bas gitarda Emre Can, akustik gitarda Serkan Geçin, vokalde Yiğit Yoksulabakan‘dan oluşan CHAKRA Orkestrası‘nın mükemmel performansı eşliğinde ustanın unutulmaz parçalarını seslendirdiler, büyük beğeni kazanarak, alkış topladılar…
Ara verilmeksizin, tam 3 saat 28 dakika süren gecenin finalinde sahneye tekrar çıkan sanatçılar, EROL BÜYÜKBURÇ‘un “Bir Başka Sevgiliyi Sevemem” parçasını piyanoda EVREN BÜYÜKBURÇLU EROL‘un da CHAKRA Orkestrası‘na katılımıyla seslendirdiler… Müzik bitti, EROL BÜYÜKBURÇ‘un ekranda, bir konseri sonrası yaptığı, sanki oradaymış gibi örtüşen kısa teşekkür konuşması geceye noktayı koydu…
Geceye Baha Boduroğlu, Metin Özülkü, İskender Doğan, Murat Evgin ve sahnede yer alan sanatçıların dışında Bilgen Bengü, Atilla Yelken, Ersan Erdura Salim Dündar ve Rüya Eren katıldı…
Cem Karaca Kültür Merkezi Sanat Yönetmeni, personeli, başta ses/ışık teknik kadrosu gecenin bu denli görkemli geçmesinde en ufak bir hata yapmaksızın büyük pay sahibi oldular…
Özetle çok duygu yüklü, özel bir vefa gecesiydi…
Gecenin mimarı Osman Nuri Yazıcı kardeşime, bizleri onurlandıran sanatçı ve misafirlerimize. Cem Karaca Kültür Merkezi Sanat Yönetmeni ve personeline, bizlere destek veren duyarlı seçkin basın emekçilerine teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum…
EPİRDEN 