“Senden elektrik alamıyorum CLK ?…”
Hep evlilik programlarında duyduğunuz bu cümleyi ben CLK için sarf ediyorum…
CLK bana talip olan (!) bir sevdalı değil, yanlış anlamayın ?…
Tüm Akdeniz’e elektrik dağıtmayı üstlenen, özelleştirmeden doğan elektrik alamadığım çok özel kuruluş ?…
Devletin ÖZAL döneminde, 1984 yılında başlayan ve AKP döneminde yoğunlaşan “Özelleştirme” operasyonları’nda (!) gün geçmiyor ki yeni bir aykırılık duyulmasın, şikayet elmesin ?…
Elektrik dağıtımı ilk başlarda belediye hatları faal iken, daha sonra tek elde toplanarak devlet tarafından sağlanmaya başlandı Ancak 1984’de başlayan bu süreçte yaşanan yandaş torpiller, beceri ve yatırım eksikliği
“Özelleştirme”nin temelinde yatan, “kamu ve özel sektörde ihtiyaçlarının verimli bir şekilde kullanılması” ilkesi maalesef hala sağlıklı yürüyememekte, büyük çapta mağduriyet yaşanmaktadır…
Ülkemizin şehirlerini 21 elektrik dağıtım bölgesine bölen Hükumet sözde benimsediği “İngiliz Modeli” AB uyum yasaları ile süreç olarak daha da hızlandığı iddia edilse de bugünlerde artan bir mağduriyet yaşanmaktadır…
Özelleştirmede AB mevzuatından kast edilen husus; elektrik doğalgaz ve akaryakıt gibi tüm enerji kalemlerinin yürütüldüğü, Avrupa modelinde yer alan siyaset üstü kurum olmasıydı ancak yukarıda da belirttiğim gibi alel acele, yanından mal kaçırır gibi, beceri ve güç kriterlerine bakılmaksızın (veyahut bakılır gibi yapılarak ?…) yapılan ihalelerde torpilli yandaşların kollanması bu projenin hala sağlıklı bir zemine oturtulamamasının baş sebebidir…
Günümüzde düzenleyici ve denetleyici Enerji Piyasası Denetleme Kurulu olarak faaliyet gösteen kurumun da pasif kalışı bu yaşanan sıkıntılara tuz biber ekmektedir…
Elektrik dağıtımı özelleştirmesinden önce üretimiyle ilgili başlatılan özelleştirme sürecinde, 2002-2004 yılları arasında Tedaş’ta var olan 21 bölge aşama aşama Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na devredildi. Elektrik üretiminin % 65’ini şu anda özel sektör karşılamakta… Arz-talep dengesi nedeniyle rekabet esnekliği yaşanmakta…
Akdeniz Elektrik-Dağıtım 2006 yılında özelleştirildi… Şirketler 30 yıllığına devredildi… (2036 yılına kadar özelleştirildi…) Türkiye’nin 2036 yılına kadar yatırım ihtiyacı olduğundan devlet bunu sözde özel sektör aracılığıyla sübvanse ediyor…
Bu çerçevede özel sektör girişimcileri elektrik yatırımlarını 5 yıllık plan dahilinde EPDK’ya sunmaktadır…. CLK Akdeniz Elektrik açıklamasına göre şu anda tecrübe itibariyle üçüncü uygulama döneminde bulunulmakta… Yıllık 92 milyon TL olmak üzere 5 sene boyunca toplam 460 milyon TL yatırım yapılası yükümlüğü altında olan CLK Akdeniz Elektrik, hali hazırdaki eksiklikler ve zafiyet sürer, hizmette son derece cılız kalırken öneride bulunduğu, 92 milyon TL yerine yıllık 230 milyon TL yatırımın EPDK tarafından tasarruf düşüncesiyle lacak (!), 170 milyon TL ile sınırlı tutması da bu hizmetin dört dörtlük yerine getirilmesinde handikap yaratmakta…
Bu bakımdan, LK Akdeniz Elektrik, 5 senelik süre zarfında yaklaşık 860 milyon TL Akdeniz Bölgesi’nde kurum olarak faaliyet gösterdiği alanlara yatırım yapabilmekte sınırlandırılmış bulunmaktadır…Bu bağlamda ekonomik ömrünü tamamlamış tesisler devralındığından yatırım ihtiyacının mutlaka ivedi olarak karşılanması gerekmekte…
Turizm ve tarım alanlarını yoğun olduğu bölgelerde, hızla büyüyen ilçelerde uzaktan idare edilebilecek sağlıklı ve teknik bir şebeke sisteminin havai hattın kullanımı ile mümkün olabileceği örüşü ağırlık kazanmaktadır…
Havai hat, arızaya müdahale açısından daha verimli olabileceği gibi temizleme ve üretim planlaması açısından da büyük kolaylıklar sağlaYABİLECEKTİR ?…
Antalya enerji tüketimi açısından yıllık %5-%6 büyüme eğiliminde ülkemizin en önemli turizm kentidir…
CLK grubu 21 bölgeden 4 tanesi ile arasında bulunduğu özel işletmeler arasında şu anda öncü konumunda yer almakta… Her ne kadar bu bölgeler birlikte CLK grubunda olmasına rağmen bu bölgeler birbirinden bağımsız olarak faaliyet sürdürmektedir…
Dağıtım işletmesi olarak bu işin tedarikini sağlayan CLK Akdeniz Elektrik’in buradaki amacı kesintisiz elektrik sağlamaktır !…
CLK Akdeniz Elektrik’e bakarsanız, yatırımlar sayesinde arıza sayısını %20 civarında düşürdüklerini iddia etmekteler ?…
Firmanın bir diğer iddiası da; Elektrik idaresi kamunun elinde iken hatlara hiç bakım yapılmadığından yakın dönemde bakımlar nedeniyle bir çok kez elektrik kesintisi yaşanması…
CLK Akdeniz Elektrik kurumunun Genel Müdürü Murat Yiğit’in serzeniş dolu açıklamalarını da yayınlamak gazetecilik görevim;
“Elektrik kesilince vatandaşlar bir anda 186 çağrı merkezine yüklendi… Bu süreçte çoğu kez 10 bin kişi aynı anda arama yapınca sistem kilitlendi ve yetersiz kalındı… Dünyanın hiçbir yerinde 10 bin kişiye anda çağrı merkezi hizmeti veren yok… Bu nedenle yatırım havuzunu genişleterek hem 186 çağrı merkezini güçlendirdik hem de mobil uygulama yaptık… Kesinti durumlarında vatandaşların bize ulaşması yerine kurum olarak bizim vatandaşa ulaşmamız gerektiğini hissettik… Önceden bilgilendirme yapmaya çalışıyoruz… Tabii ki burada da vatandaşlara ulaşma açısından ciddi sıkıntılar mevcut… Vatandaşlar bilgilerini güncellemeli ki biz de onlara arıza, kesinti vb. durumlarda rahatlıkla ulaşabilelim…”
“Muratpaşa Belediyesi Eylül 2014’te tarafımıza trafo planlaması hakkında yazı gönderdi. Biz de CLK olarak yapılan trafo planlamasında 140 tane ihtiyaç olduğunu vurguladık. Şu an hali hazırda 29 tane trafo var.
Trafo üzerinde ne kadar çok hane bağlıysa o kadar çok yük olacağı olur. Yani bir arıza durumunda 500 kişi etkilenecekse, 2000 kişi etkileniyor.
Madem Antalya’da uzun vadeli bir proje tasarlanıyor. Ancak belediye elektrik dağıtımı gibi mevzuyu hiçe sayıyor. Ayrıca bu trafolar sanki özel sektör olarak yapılıyormuş gibi lanse ediliyor. Söz konusu trafolar kamu adına vatandaş için yapılıyor.
Bizim CLK Akdeniz grubu olarak Ümit Uysal ve Muratpaşa Belediyesi ile sıkıntısı yok. Hatta Ümit Bey’i seviyoruz bize yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak halihazır davarolan tarafından 29 trafonun 15 tanesini de maalesef elimizden alındı. Bu nedenle Muratpaşa Belediyesi’ne dava açmak zorunda kalındı.
Aslında bu sorunun temeli Akaydın döneminde 1/5000 ‘lik imarların geçmesinde bize bildirim yapılmadan, trafo planlama çalışması yapılmamıştır. Dolayısıyla bugün maalesef planın üzerinde hiçbir değişiklik yapılamıyor. Yani imar planında kazanılamayan yerlerde sonradan değişiklik hakkı uygulanamıyor. Bir diğer hususta, imar planında yol ortasında kalan trafolara işletme devir hakkı gereği tarafımızca imza atma yükümlülüğümüz yok. Buradaki esas mağduriyeti geçmişteki yerel yönetimin elektrik dağıtım işletmesini göz ardı etmesinden kaynaklanmıştır.Kırcami imara açılmadan biz zaten bütün teknik yükü üstelenecek kendi trafo merkezlerimizin planlamasını yapmıştık.
Şu anda tıkanıklık Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 1/5000’lik imarın yeniden tasarlanmasıyla çözümleme aşamasına girdi.
Vatandaşın en çok mustarip olduğu noktalardan biri de yollarda yapılan alt yapı çalışmaları nedeniyle yapılan kazılar.
Expo 2016 Antalya ve G20 zirvesi inanın o kadar çok yük ortaya çıktı ki bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Yol yapımında yanlış planlama nedeniyle alttan geçen kabloların sıkıntısını yaşanıldı.
Yeraltı yatırımlarıyla ilgili bir bilgi haritasının kurumumuzda mevcut olup, olmaması konusuna gelince;
Eskiden çalışan işçilerin deneyimi ve son zamanlardaki kazılarda bilgiler geleceğe yönelik kayıtlara önemli bir kaynak oluyor.
Bir dönem siber saldırı nedeniyle Türkiye genelinde günlerce elektrik kesintisinin yaşanmış olmasının sebebi konusuna gelince;
Bakanlık bize bunun sebebinin siber saldırı nedeniyle gerçekleştiğine yönelik bilgi vermedi. Sistemde arıza nedeniyle hemen yedek sistem devreye girer ve kesintisiz elektrik hizmeti verir. Ama o gün yedek aksanın devreye girmemesiyle zincirleme reaksiyon verdi.
Siber saldırı ile elektrik sistemine sızma ihtimali var.
Bahsedilen bir konu da kayıp-kaçak bedeli… Bu aslında bilinenin aksine kaçak bedelden kasıt, elektriğin A noktasından B noktasına iletilirken ısınma nedeniyle oluşuyor. Aslında burada teknik kayıp söz konusudur.
Türkiye’de teknolojik alt yapı mevcut kayıp-kaçak durumunu ölçme noktasında yeterli değil. Ancak bununla ilgili gerekli adımlar atıldı. Önümüzdeki senelerde bu noktada sonuçlar alınacaktır. Bu nedenle kayıp elektriğin ne kadarı kaçak ve teknik olduğunu 38 milyon abonenin tüketiminden ayırt edebiliriz. Kayıp-kaçak bedeli ulusal bazda hesaplanmaktadır. Burada şahsi düşüncem bölgesel olarak belirlenmesidir. Bir sonraki uygulama döneminde belki bölgesel uygulanabilir.
Devlet, Doğu’da elektriği belli bir oranda sübvanse ediyor. Bu yatırımların gerçekleşmesi ve oturması zaman alacak. Ama inanın bu konuda gerekli bedeller ödeniyor.
Bu kayıp dağıtım bedelleri; su, doğalgaz ve vergilerde bile ödeniyor. Ama söz konusu elektrik faturaları gündemde olmasının yorumunu size bırakıyorum.
Sayacın ekonomik ömrü 10 yıldır. 10 yılı dolduran sayaçlardan elektrik tüketilmesi halinde 1000 TL ceza ödeniyordu. Yani sayacın mülkiyeti devletindi. Şimdi ise sayacın mülkiyeti de özelleşti.”
“Dağıtım bedelleri çok yüksek oluşu konusuna gelince; Dağıtım bedelleri AB mevzuatı gereği 5 başlığa ayrılmıştı. Şimdi mevzuat değişti. Bu başlıklar toplandı. Normalde zam hiç zam yapılmadı. Ancak bu başlıklar tek kalemde toplanınca zam gelmiş gibi lanse edildi…”
Velhasıl, anlaşılacağı gibi turismimizin sözde “Amiral Gemisi” Antalya’mız elektrik enerjisi yönünden büyük sıkıntı yaşamakta, bundan da oldukça zarar görmektedir…
Bu yazımı birazdan yayınlayacağım, umarım gene bir kesintiyle saatlerce karşılaşıp, mahsur kalmayız ?…
Umarım ?