CENK KORAY DOSTUMU ANARKEN BİLE GÜLÜYORUM…
Cenk Koray…
Daima güleryüzlü, neşeli, şakacı ve renkli kişiliği ile hep hafızamda…
Aklıma geldikçe yaptığı bir şakayı, anlattığı meşhur soğuk fıkralardan birini hatırlıyor, gülüyorum…
O şov dünyasının çok önemli isimlerindendi… Samimi, dost, sevecen ve espri dolu biriydi… TRT’de, bir parodimi sevgili Müjdat Gezen’le paylaşmışlar, beni bile çok güldürmüşlerdi…
İlk kalp krizi geçirdiği zaman, bir sporcumla beraber onu Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi’inde ziyaret etmiştim…
Çok önemli rahatsızlığından sonra bile güler yüzünü, espritüelliğini koruyordu…
En büyük özelliği dediğim gibi soğuk esprileri ve fıkralarıydı… İşte o gün, hiç unutmam, bana da onlardan birini yatağında anlatmıştı…
Adam barmene yaklaşır…
“Bana bir votka… Limonsuz olsun !…” der…
Barmen etrafına göz attıktan sonra cevap verir…
“Limon kalmamış efendim… Portakalsız olsa olur mu ?…”
Bir temmuz sabahı yalnız yaşadığı evinde ölü bulunan Cenk Koray’ın aynı gün Akşam gazetesinde yayınlanması için bıraktığı köşesindeki fıkra çok komik olduğu kadar düşündürücüydü de… Zira ölümünü sanki hissetmiş, bunun da mesajını ustaca mizahla vermek istemişti…
Temel odasında oturmuş, televizyon seyrederken birden içeriye Azrail’in girdiğini görmüş. Anlamış ki terk-i dünya edecek. Ölmek de istemiyor acaba Azrail’i kandırabilir miyim diye geçirmiş içinden sonra da en iyisi bebek taklidi yapayım, belki acır da affeder diye düşünmüş. Sırt üstü yere uzanmış ayaklarını ve kollarını yukarıya kaldırarak Azrail’e seslenmiş:
“Ingaa… ıngaaa…”
Azrail yaklaşmış, kucağına almış Temel’i ve kulağına fısıldamış…
“Hadi canım, attaya, attaya !…”
Nurlar içinde yatsın !…
EPİRDEN 