Okulların açıldığı, yani 18 yaş altındaki çocuklarımızın ve gençlerimizin yeni eğitim-öğretim yılına başladığı bugünlerde, hem anne-babaların hem de çocuklarımızın dikkat edecekleri çok önemli husus madde madde satıcılığı ve kandırılma teşebbüsleri…
Her on insanımızın dördü 18 yaşın altında..
Dürüst, saf ve masum çocuklarımıza, gençlerimize “kanı bozuk” insanların kurdukları tuzaklardan çoğu ailelerin haberi yok !…
İnsanlıktan zerre kadar nasip alamamış, çok para kazanmak adına hedef kitle olarak çocukları ve gençleri gözüne kestiren suç odaklarıyla mücadelede ne yazık ve acıdır ki emniyet güçlerimiz yetersiz kalmakta, ailelerin bilinçleşmesine ve devreye girip, mücadele etmesine gereksinme duyulmaktadır…
Bu adamlar ve madamlar, şeytanın bile aklına gelmeyen yöntemleri uygulamakta hiçbir sakınca görmemekteler…
Akla hayale gelmeyen kumpaslarını ortaya çıkarmak ve maskelerini indirmek boynumuzun borcudur…
Bunların tek amacı; “gözlerine kestirdikleri insanlar üzerinden yükselmek ve çok fazla para kazanmak”tır…
Bunun için de inanılmaz taktikler uygulamaktadırlar…
Uyarıcı ve uyuşturucu madde ticareti yaparak insanları tuzağa düşüren acımasız suç örgütleri, uyuşturucu maddeleri satarken çoğu kez kullanıcıyı özendirmektedirler…
Örneğin: kokain maddesini kullanan bağımlılar arasında bir inanış vardır, “kokain burundan çekildiği vakit eğer burnu kanatırsa o mal iyi bir maldır”..
Kamuoyunda “torbacı” olarak bilinen satıcılar bunu büyük bir fırsata çevirmektedirler anında…
Burnu kanatmak için flüoresan ampullerini kırar, toz haline getirinceye kadar öğütürler..
Ardından bunu kokaine katarak kullanıcılara satarlar..
Bağımlı da burnundan çektiği zaman flüoresanın içindeki kimyasal maddeler de ister istemez burnu kanattığı için akılları sıra kaliteli mal bulmuş gibi bir inanca kapılırlar..
Tabii bu vicdansızlar sadece bununla yetinmiyorlar..
Eroin satıcıları da zehrin etkisini artırmak için içine fare zehrinden tutun da kirece kadar birçok maddeyi karıştırmaktan geri kalmıyorlar…
Çünkü satılan maddeyi ağırlaştırmak, böylece kazanılan parayı arttırmak onlar için her şeyden daha önemli…
Hatta sattıkları maddeleri eksik vererek bir anlamda hırsızlık bile yapıyorlar…
Kimyasal uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin gramı 100 TL’den başlıyor…
Bir bağımlının günlük ihtiyacı, en az 3 gram olduğuna göre dönen vurgunu varın siz hesaplamaya çalışın ?…
Madde satıcılarının odağında, kuşkusuz her yaştan insanlar var…
Eskiden hedefte çocuklar ve gençler vardı… Ancak yapılan çalışmalarda görülüyor ki artık her yaştan insan var… Çünkü paranın yüzü tatlı… İnsanlar ölmüş, krize girmiş, bunların umurunda bile değil… Müptelası haline getirdikleri genç kızları fuhuşa zorlamak o aşamadan sonra çok kolay ?…
Satıcıların kullanıcı üzerinde verdiğim bu örnek dahil her türlü baskısı mevcut…
“Grup ve arkadaş baskısı” oluşturarak, “kullanmak istemiyorum” sözünü duymamak için kendilerine çok özel yöntemler geliştiriyorlar… Örneğin; “Hala büyüyemedin be ana kuzusu, süt bebesi” gibi sözlerle aşağılıyor ve hor görüyorlar… “Eğer bu maddeyi alırsan seni filan kızla/erkekle tanıştıracağım” gibi, “ödüllendirme sözü veriyorlar… “Biliyorsun biz güçlüyüz, seni takip ediyoruz.. Yanlış ya da hata yaparsan sonun olur” gibi sözlerle korkutuyorlar… Kız ya da erkek arkadaşı kullanarak, “hiç mi hatırım yok, eğer almazsan bir daha yüzüne bakmam” dedirtiyorlar… “Akşama harika bir alem var… Gelmezsen sensiz tadı tuzu da olmaz” gibi yaklaşımlarla manen zorluyorlar…
Çocuklarımız çok büyük tehdit altında… Her ne kadar “Uyuşturucu madde suistimali” için birçok Bakanlık mücadele veriyorsa da her şeyi devletten beklememeliyiz…
Çocuklarımızı, gençlerimizi ve tüm toplumu kucaklayan “bilinçlendirme çalışmaları” yapmak zorundayız…
“Madde bağımlılığı” konusunda aileleri bekleyen en büyük tehdit, maalesef bu konudaki bilincin ve duyarlılığın azlığı… Bunun da tek çaresi eğitimdir…
Ben ilk ve orta dereceli okullarımızda mutlaka, “madde bağımlılığı” ile ilgili derslerin konulması gerekliliğini düşünüyor, bu konuda ısrar ediyorum… Bu arada öğretmenlere de büyük iş düşmekte…
Çocuklarımızı kırmadan, sıkmadan bilinçleştirmeli, hissettirmeden başta hal ve davranışları olmak üzere yakın takipte tutmalıyız…
Tüm öğrencilerimize, velilerimize ve öğretmenlerimize başarılı ve sorunsuz bir ders yılı diliyoruz…