Gelişmiş ülkelerde yaptığınız herhangi bir işin, iş güvenliği olmadan ya da dikkatsizce yapılması sonucunda oluşabilecek her türlü şeyin bir başkasının hayatını tehlikeye atması ya da yaşam konforunun düşmesine neden olması çok ağır şekilde hukuki bir cezaya davetiye çıkarır.
Kısacası vatandaş kanunlarla korunur her türlü tehlike ya da haksızlığa istinaden ama bu ülkede birinin yaptığı iş sonucu oluşabilecek bir felakette hakkınızı aramanız daha büyük felaketlere yol açar.
O sırada yapılan iş her ne olursa olsun, o kişi zaten yaptığı işi nefret ederek yaptığı için sizin zarar görüyor olmanız onun için önemsizdir. Zaten hayat ona kendince bir darbe vurmuştur, o sebeple senin başına gelen şeyden kıl payı kurtulmuş olsan bile “noooolllmuş ki??” gibilerinden mesnetsiz bir tavırla karşılaşmanız çok olasıdır.
O kadar nefret ediyordur ki işinden hayattan ve o esnada senden bile ve hukukta olmadığına göre karşılıklı birbirlerinin hiç yoktan tez zamanda gebermelerini dileyen iki kötümser, iyi yoz insan modeli çıkıverir ortaya.
Birinin yaşam algısı ve negatifliği bir diğerinin hiç suçu yokken sirayet eder ve nefret kökenli yoz bir enerji yayılır, etkisi devam ettiği sürece iletişimde bulundukları her insana ve bu bir nevi kelebek etkisidir.
O zaman hoşgörünün, özür dilemenin erdeminin bir ulusun yaşam tarzını ve geleceğini nasılda değiştirebileceğini belki daha iyi anlarız.